ziggurat |
~ Fr/İng ziggurat eski Babil ve Asur tapınak kulelerine verilen ad ~ Akad ziqquratu 1. kule, 2. yüksek yer, zirve, doruk (Kaynak: CAD sf. 21:129)< Akad zaqāru/şaqāru yükseltmek (bina), kaldırmak, çıkmak (Kaynak: CAD sf. 21:55) |
|
zigon |
~ Fr table cigogne «leylek masa», a.a. ~ Fr cigogne leylek ~ Lat ciconia a.a. |
|
zigot |
~ Fr zygote döllenmiş tohum ~ EYun zygōtós ζυγωτός koşumlanmış (at, öküz) < EYun zygoô ζυγοω koşumlamak +t° << HAvr *i̯ug-ó-m < HAvr *yewg- çift koşmak, iki şeyi birleştirmek |
|
zihin |
~ Ar ḏihn ذهن [#ḏhn fiˁl ] akıl, anlama yeteneği |
|
zikir |
~ Ar ḏikr ذكر [#ḏkr fiˁl msd.] anma, adını söyleme < Ar ḏakara ذكر andı, adını söyledi (≈ Aram dəkar דְּכַר anmak, hatırlamak ≈ Akad zakāru adlandırmak, adını anmak < Akad zikru ad ) |
|
zikzak | ||
zil |
~ Fa zīr زير 1. alt, aşağı, 2. müzikte tiz ses, bir çalgı grubunda en yüksek perdeli alet, soprano |
|
zilhicce |
~ Ar ḏū'l-ḥicca(t) ذوالحجّة «haccın sahibi», Arap aylarının sonuncusu, Hac ayı < Ar ḥacc hac |
|
zilkade |
~ Ar ḏū'l-ḳaˁda(t) ذو القعدة «barışın sahibi», Arap aylarının on birincisi < Ar ḳaˁda(t) قعدة [#ḳˁd faˁla(t) mr.] 1. oturma, mabat, 2. akın ve gazadan geri durma, ateşkes < Ar ḳaˁada oturdu |
|
zillet |
~ Ar ḏilla(t) ذلّة [#ḏll fiˁla(t) msd.] düşkünlük, aşağılanma, zül < Ar ḏalla ذَلَّ düşkün idi, aşağılandı |
|
zilyet |
~ Ar ḏī'l-yadd ذى اليدّ elinde tutan, İslam hukukunda bir malın tasarrufuna fiilen sahip olan kimse § Ar ḏī ذى sahip + Ar al-yadd اليدّ el |
|