zibidi |
~ Fa *zībīdī زيبيدى süslü, yakışıklı < Fa zībīdan زيبيدن süslemek, yakışmak < Fa zīb زيب süs, güzellik |
|
zibil |
~ Ar zibl زِبْل [#zbl fiˁl ] dışkı, çöp ≈ İbr zabal dışkı ≈ Akad ziblu çöp, pislik |
|
zifaf |
~ Ar zifāf زفاف [#zff fiˁāl msd.] düğün töreni, gelini güveye teslim ayini < Ar zaffa زفّ (kuş) kanatlarını çırparak uçtu veya koştu, (yel) çırpıntıyla esti |
|
zifir |
~ Ar ḏafir ذفر [#ḏfr faˁīl sf.] pis ve keskin kokan < Ar ḏafira keskin koktu |
|
zifiri |
< Yun/EYun zoferós ζοφερός karanlık (sıfat) < EYun zóphos ζόφος 1. karanlık, kasvet (ad), 2. batı |
|
zifos |
"kasırga, hortum" [ Kahane & Tietze, The Lingua Franca in the Levant, 1560] ~ Yun *sifós kasırga? (atmosferde) hortum? << Yun/EYun sífōn σίφων su hortumu → sifon Not: LF sf. §772 kural dışı ses değişimini Pontos Rumcasına bağlar. 27.08.2017 |
|
zift |
~ Ar/Fa zift زفت katran, asfalt ~ Aram zephtā זִפְתָא a.a. ≈ İbr zephet a.a. |
|
ziggurat |
~ Fr/İng ziggurat eski Babil ve Asur tapınak kulelerine verilen ad ~ Akad ziqquratu 1. kule, 2. yüksek yer, zirve, doruk (Kaynak: CAD sf. 21:129)< Akad zaqāru/şaqāru yükseltmek (bina), kaldırmak, çıkmak (Kaynak: CAD sf. 21:55) |
|
zigon |
~ Fr table cigogne «leylek masa», a.a. ~ Fr cigogne leylek ~ Lat ciconia a.a. |
|
zigot |
~ Fr zygote döllenmiş tohum ~ EYun zygōtós ζυγωτός koşumlanmış (at, öküz) < EYun zygoô ζυγοω koşumlamak +t° << HAvr *i̯ug-ó-m < HAvr *yewg- çift koşmak, iki şeyi birleştirmek |
|
zihin |
~ Ar ḏihn ذهن [#ḏhn fiˁl ] akıl, anlama yeteneği |
|