zımn |
~ Ar ḍimn ضمن [#ḍmn fiˁl ] 1. bir şeyin içi, içerik, kapsam, 2. mantıkta bir kavramın zorunlu olarak içerdiği diğer kavram, implication < Ar ḍamana ضمن söz verdi, sorumluluk aldı |
|
zımpara |
~ Ar/Fa sunbāde سنباده zımpara taşı << OFa *sunbādag |
|
zındık |
~ Ar zandīḳ/zindīḳ زَِنْدِيق [#zndḳ q.] dinden sapan ~ OFa zandīk 1. alim, yorumcu, 2. Zerdüşt dinine yeni yorum getiren peygamber Mani'nin (MS 3. yy) müritlerine verilen ad < OFa zand ilim, yorum ≈ Ave zainti bilinen, bilgi <<? HAvr *gnō-ti- a.a. < HAvr *ǵneh₃- (*ǵnō-) bilmek |
|
zınk |
: onom ani durma sesi, sarsıntı sesi |
|
zıp |
: onom sıçrama sesi |
|
zıpır |
"delişmen?" [ Evliya Çelebi, Seyahatname, 1665] ≈ TTü zıbırdak/zıpırdak zıp zıp hareket eden, yerinde durmayan < TTü zıbırda-/zıpırda- zıplayarak hareket etmek < onom zıp/zıpır sıçrama sesi → zıp Not: Karş. zıbıldak "delidolu, hoppa" - DS sf. 4364. 03.07.2015 |
|
zıpka |
~ Abhaz adzıykva dar paçalı pantolon (Kaynak: Bläsing, Türk Dilleri Araştırmaları 12, 2006.)§ Abhaz adza dar + Abhaz áykva pantolon |
|
zıpkın |
<< OTü sapġun/sıpġun kısa mızrak, balık tutma aracı < ETü sap- delmek, saplamak +gIn |
|
zır |
: onom zil sesi, ağlama sesi |
|
zırh |
~ Fa zirih زره savaş giysisi ≈ OFa zrād a.a. ≈ Ave zrāda- a.a. |
|
zırnık |
~ Fa zarnīχ زرنيخ sarı boya yapımında ve kıl dökücü olarak kullanılan bir mineral, arsenik sülfür << OFa zarnik a.a. < OFa zarn altın, sarı |
|