zıbar|mak |
≈? TTü zıbart-/zıbırt- dayak atmak, sopayla dövmek < TTü zopa/zıbık/zıpçık sopa, değnek |
|
zıbık |
≈ TTü çubuk/çıbık ≈ Fa çūb çubuk ≈ Ar zubb زبّ penis |
|
zıbın |
~ Ar zabūn زَبُون [#zbn] iç gömleği, entari (Kaynak: Lane sf. 1:1214) |
|
zıkkım |
~ Ar zaḳḳūm [#zḳm] cehennem ağacı |
|
zılgıt |
~ Ar ẓalġūt ظلغوت 'lilili' çekme, tezahürat yapma |
|
zıllullah | ||
zımba |
~ Fa sumba/sumbag سمبه/سمبگ [pp.] delgi < Fa/OFa suftan, sumb- سفتن, سمب delmek +a ≈ Ave saop- a.a. |
|
zımbırtı |
< onom zımbır rezonanslı, alçak, tekrarlayan titreme sesi +tI |
|
zımn |
~ Ar ḍimn ضمن [#ḍmn fiˁl ] 1. bir şeyin içi, içerik, kapsam, 2. mantıkta bir kavramın zorunlu olarak içerdiği diğer kavram, implication < Ar ḍamana ضمن söz verdi, sorumluluk aldı |
|
zımpara |
~ Ar/Fa sunbāde سنباده zımpara taşı << OFa *sunbādag |
|
zındık |
~ Ar zandīḳ/zindīḳ زَِنْدِيق [#zndḳ q.] dinden sapan ~ OFa zandīk 1. alim, yorumcu, 2. Zerdüşt dinine yeni yorum getiren peygamber Mani'nin (MS 3. yy) müritlerine verilen ad < OFa zand ilim, yorum ≈ Ave zainti bilinen, bilgi <<? HAvr *gnō-ti- a.a. < HAvr *ǵneh₃- (*ǵnō-) bilmek |
|