zurna |
~ Fa sūrnāy/surnā سورناى/سرنا bir üflemeli çalgı, zurna |
|
zü+ |
~ Ar ḏū ذو [#ḏw] sahip, malik |
|
zübde |
~ Ar zubda(t) زُبدة [#zbd fuˁla(t) mr.] 1. sütün kaymağı, tereyağı, 2. öz, hülasa < Ar zabada زَبَدَ yayık çalkaladı |
|
zücaciye |
< Ar zucāc زجاج [#zcc] cam +īya(t)1 ~ Aram zagāg זַגָג [#zgg] camcı ≈ Aram zgūgīthā זְגוּגִיתָא cam |
|
züğürt |
~ Erm tsaxort ձախորդ bedbaht, şom < Erm tsax ձախ sol, aykırı (Kaynak: Epr 3.142) |
|
zühal |
[ Gülşehri, Mantıku't-Tayr, 1317] ~ Ar zuḥāl زحال [#zḥl fuˁāl ] Satürn gezegeni < Ar zaḥala زحل geri durdu, uzaklaştı Not: Satürn en uzak gezegen sayıldığı için. Benzer sözcükler: zuhal 23.09.2017 |
|
zührevî |
< Ar zuhra(t) زهرة [#zhr] Venüs gezegeni +ī < Ar zahara زهر parladı, ışıdı |
|
züht |
~ Ar zuhd زهد [#zhd fuˁl msd.] (dünya nimetlerinden) vazgeçme < Ar zahada زهد vazgeçti, kaçındı, terketti |
|
zühul |
~ Ar ḏuhūl ذهول [#ḏhl fuˁūl msd.] unutma, akıl karışıklığı, dalgınlık < Ar ḏahala ذهل aklı karıştı, daldı |
|
zül |
~ Ar ḏull ذلّ [#ḏll fuˁl msd.] düşkünlük, alçalma, hor ve hakir olma < Ar ḏalla ذلّ hor ve hakir idi (≈ Aram #dll דלל küçülme, azalma ) |
|
zülbiye |
~ Fa zalūbā/zirbā زلو با çeşitli şekillerde tarif edilen karışık aş veya tatlı |
|