yele |
≈ ETü yāl at yelesi ≈ Fa yāl/yal يال/يل ense, yele |
|
yelek |
<< TTü yelek 1. yaprak, 2. kuş kanadı tüyü, telek < TTü yel rüzgâr, çırpıntı +(g)Ak |
|
yelken |
<< OTü yelken yelken < OTü yélke- çırpınmak, uçuşmak +(g)An |
|
yelkovan |
< TTü yel koğ- boşa emek sarfetmek, faydasız dolaşmak |
|
yelloz |
< TTü yel rüzgâr +oz |
|
yelpaze |
OTü: [ anon., Mukaddimetü'l-Edeb terc., y. 1300] << OTü yelpize yelpaze < OTü yelpi-/yelpir- yellenmek, üfürmek → yel Not: Karş. TTü yelpik "astım, nefes darlığı" (TS sf. 17.-19. yy), yelpeme (a.a., DS). • Uzun ā ile yelpāze biçimi 18. yy'dan sonra Fa bādzan "yelpaze" etkisiyle ortaya çıkmış olmalıdır. Benzer sözcükler: yelpazelenmek, yelpeme, yelpimek, yelpik, yelpirmek, yelpiri 21.07.2015 |
|
yelten|mek |
< TTü yelte- harekete geçirmek, koşturmak +In- ≈ ETü yeltür- acele ettirmek, koşturmak < ETü yel- acele etmek, koşmak |
|
yelve |
|
|
yem |
<< ETü yém yenen şey, yemek < ETü yé- +Im |
|
yemek |
< ETü yé- +(A)mAk |
|
yemeni |
~ Ar yamanī يمنى [nsb.] Yemen'e ait < Ar yaman يمن [#ymn] 1. sağ el, sağ taraf, 2. güney (gün doğumuna oranla sağ taraf), 3. Arabistan'ın güneyinde bir ülke, Yemen +ī |
|