yeis |
~ Ar yaˀs يأس [#yAs faˁl msd.] umutsuzluk, vazgeçme < Ar yaˀisa يئس umutsuzluğa kapıldı |
|
yek |
~ Fa yak يك bir << OFa ēvak/ēyak a.a. << EFa aivaka- tek, yalnız |
|
yekdiğer |
~ Fa yak dīger يك ديكر biri diğeri, karşılıklı |
|
yeke |
~ OYun iáki(on) οιάκιον [küç.] dümen sapı ~ EYun oíaks οίαξ a.a. +akion |
|
yekin|mek |
<? TTü yekin birden < Fa yak bir +(I)n |
|
yeknesak |
bir nesak "tek düze" [ Asım Ef., Burhan-ı Katı terc., 1797] § Fa yak يك bir + Ar nasaḳ نَسَق [#nsḳ] düzen, nizam (< Ar nasaḳa نَسَقَ dizdi ) → yek Not: Servet-i Fünun dergisi çevresinin edebi ürünlerindendir. 24.09.2017 |
|
yekpare |
~ Fa yak-pāre يك پاره bir parça, tümleşik |
|
yeksan |
~ Fa yaksān يك سان bir gibi, beraber § Fa yak يك bir + Fa sān سان gibi, benzer |
|
yekta |
~ Fa yaktā يكتا 1. tek, yegâne, tekil, 2. Allah << OFa ēyak-dāt tek-yaratılmış, Zerdüşt inancında tanrılardan birinin sıfatı ≈ Ave aevo-dāta- a.a. |
|
yekûn |
~ Ar yakūn يكون [#kwn yafˁul ] eder, olur (geniş zaman üçüncü tekil şahıs) < Ar kāna كان idi, oldu |
|
yel |
<< ETü yel rüzgâr ≈ ETü yel- koşmak, acele etmek, çırpınmak, uçuşmak |
|