yağ|mak |
<< ETü yaġ- yağmur veya kar yağmak |
|
yağdanlık |
< TTü yağdān yağ kabı +lIk § TTü yağ + Fa +dān kap, mahfaza |
|
yağı |
<< ETü yaġı düşman |
|
yağır |
<< ETü yaġır sürtünmeden oluşan yara, yanık <? ETü *yaġ- yanmak/yakmak |
|
yağız |
<< ETü yaġız kahverengi, yanık renk (≈ ETü yaġır sürtünme sonucu meydana gelen yara, yanık ) < ETü *yak- yakmak +Uz |
|
yağma |
TTü: [ Aşık Paşa, Garib-name, 1330] << TTü yakma < ETü yak- +mA → yak-2 Not: "Akın, talan" anlamında kullanımı TTü ve akraba lehçelere özgüdür. Fa yāġmā (a.a.) Türkçeden alıntıdır. Benzer sözcükler: yağma yok, yağmacı, yağmalamak 04.10.2017 |
|
yağmur |
<< ETü yaġmur yağmur < ETü yaġ- +mUr |
|
yahni |
≈ Fa yaχnī يخنى bir tür et yemeği ≈? Sogd yaχnē artık, özellikle yemek artığı |
|
yahşi |
<< ETü yakşı güzel, uyumlu < ETü yakış- +I(g) |
|
yahu |
~ Ar yāhū ياهو hitap ünlemi, ey! |
|
Yahudi |
~ Ar yahūdī يهودى Yehud kavmi ve dini ~ İbr yhūdī יהודי a.a. < öz Yəhūdāh Yakub'un dördüncü oğlu ve İsrailoğullarının 12 aşiretinden en güçlü olanın kurucusu < İbr #ydh ידה övme, medhetme |
|