yad2 |
Farsça yād ياد "anma, hatırlama" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Orta Farsça ayād sözcüğünden evrilmiştir. Bu sözcük Avesta (Zend) dilinde aynı anlama gelen yāta- sözcüğü ile eş kökenlidir. |
|
yadırga|mak |
Türkiye Türkçesi yad "yabancı" sözcüğünden Türkiye Türkçesinde +IrgA- ekiyle türetilmiştir. |
|
yadigâr |
Farsça yādegār ياده گار "andıç, anımsatan şey" sözcüğünden alıntıdır. (NOT: Farsça sözcük Farsça yāda ياده "anı" ve Farsça kardan, kār- كردن, كار "yapmak" sözcüklerinin bileşiğidir. ) Farsça fiil Orta Farsça aynı anlama gelen ayādgār sözcüğünden evrilmiştir. |
|
yadsı|mak |
Türkiye Türkçesi yad "yabancı" sözcüğünden Yeni Türkçe +sI- ekiyle türetilmiştir. |
|
yafta |
Farsça yāfte يافته "bulmuş, bulunmuş" sözcüğünden alıntıdır. Farsça sözcük Farsça yāftan, yāb- يافتن, ياب "bulmak, elde etmek" fiilinin geçmiş zaman fiil-sıfatııdır. Bu sözcük Orta Farsça aynı anlama gelen ayāftan, ayāb- fiilinden evrilmiştir. |
|
yağ |
Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler) Eski Türkçe: [ Irk Bitig, 900 yılından önce]yaġlıġ kamıç bulupan yalġayu tirilmiş [yağlı kaşık bulup yalayarak hayatta kalmış] Eski Türkçe: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073]yāġ: al-duhn (...) saġ yāġ [[tereyağı - Oğuzlar iç yağına yāġ der.]] Köken Eski Türkçe yāġ "hayvansal yağ veya süt yağı" sözcüğünden evrilmiştir. Ek açıklama Eski Türkçe yayı- "çalkalamak" fiiliyle ilgisi üzerinde durulabilir. • Ermenice yeġ/yüġ իւղ "zeytinyağı" ile benzerliği muammadır. Ermenice sözcük Eski Yunanca wélaia > Latince oleum "zeytinyağı" eşdeğeridir. Benzer sözcükler içyağı, tereyağı, yağcı, yağcılık, yağhane, yağlamak, yağlanmak, yağlatmak, yağlı, yağlı güreş, yağlıboya, zeytinyağı 04.03.2015 |
|
yağ|mak |
Eski Türkçe yaġ- "yağmur veya kar yağmak" fiilinden evrilmiştir. |
|
yağdanlık |
Türkiye Türkçesi yağdān "yağ kabı" sözcüğünden Türkiye Türkçesinde +lIk ekiyle türetilmiştir. Türkçe sözcük Türkiye Türkçesi yağ ve Farsça +dān "kap, mahfaza" sözcüklerinin bileşiğidir. |
|
yağı |
Eski Türkçe yaġı "düşman" sözcüğünden evrilmiştir. |
|
yağır |
Eski Türkçe yaġır "sürtünmeden oluşan yara, yanık" sözcüğünden evrilmiştir. Eski Türkçe sözcük Eski Türkçe yazılı örneği bulunmayan *yaġ- "yanmak/yakmak" biçiminden türetilmiş olabilir; ancak bu kesin değildir. |
|
yağız |
Eski Türkçe yaġız "kahverengi, yanık renk" sözcüğünden evrilmiştir. (NOT: Eski Türkçe sözcük Eski Türkçe yaġır "sürtünme sonucu meydana gelen yara, yanık" sözcüğü ile eş kökenlidir. ) Bu sözcük Eski Türkçe yazılı örneği bulunmayan *yak- "yakmak" biçiminden Eski Türkçe +Uz ekiyle türetilmiştir. |
|