yafta |
~ Fa yāfte يافته [pp.] bulmuş, bulunmuş < Fa yāftan, yāb- يافتن, ياب bulmak, elde etmek +a << OFa ayāftan, ayāb- a.a. |
|
yağ |
<< ETü yāġ hayvansal yağ veya süt yağı |
|
yağ|mak |
<< ETü yaġ- yağmur veya kar yağmak |
|
yağdanlık |
< TTü yağdān yağ kabı +lIk § TTü yağ + Fa +dān kap, mahfaza |
|
yağı |
<< ETü yaġı düşman |
|
yağır |
ETü: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073] << ETü yaġır sürtünmeden oluşan yara, yanık <? ETü *yaġ- yanmak/yakmak → yak-2 04.03.2015 |
|
yağız |
<< ETü yaġız kahverengi, yanık renk (≈ ETü yaġır sürtünme sonucu meydana gelen yara, yanık ) < ETü *yak- yakmak +Uz |
|
yağma |
<< TTü yakma < ETü yak- +mA |
|
yağmur |
<< ETü yaġmur yağmur < ETü yaġ- +mUr |
|
yahni |
≈ Fa yaχnī يخنى bir tür et yemeği ≈? Sogd yaχnē artık, özellikle yemek artığı |
|
yahşi |
<< ETü yakşı güzel, uyumlu < ETü yakış- +I(g) |
|