vedet |
~ Fr vedette 1. nöbetçi, 2. ilk sırada afişe edilen şarkıcı ~ İt vedetta nöbetçi ~ İsp/Port veleta [pp. fem.] a.a. < İsp/Port velar nöbet tutmak, uyanık kalmak +()t° << Lat vigilare a.a. |
|
vedia |
~ Ar wadīˁa(t) وديعة [#wdˁ faˁīlā(t) sf. fem.] emanet edilen şey < Ar wadaˁa ودع bıraktı, emanet etti |
|
vedut |
~ Ar wadūd ودود [#wdd faˁūl sf.] seven, candan, dostane < Ar wadda ودّ sevdi |
|
vefa |
~ Ar wafāˀ وفاء [#wfy faˁāl msd.] sözünü tutma, borcuna sadık olma, görevini yerine getirme < Ar wafā وفا sözünü tuttu, borcunu ödedi |
|
vefat |
~ Ar wafā(t) وفاة [#wfy faˁāla(t) msd.] ölüm < Ar wafā وفا sözünü tuttu, borcunu ödedi, görevini yerine getirdi, (mec.) öldü |
|
vegan |
[ Milliyet - gazete, 1990] ~ İng vegan [abb.] hayvani ürün yemeyen kimse ☼ (İlk kullanım: 1944 Donald Watson, İng. fikir önderi.) < İng vegetarian 19.12.2014 |
|
vehim |
~ Ar wahm وهم [#whm faˁl msd.] kuşku, kötüye yorma < Ar wahama وهم yanlış kuşkuya kapıldı |
|
vejetal |
~ Fr végétal bitkisel < OLat vegetabilis bitki, sebze < Lat vegēre/vegetare canlandırmak, şenlendirmek, bitki yetiştirmek +()bilis << HAvr *weǵ-2 canlı ve diri olmak |
|
vejetaryen |
~ Fr végétarien / İng vegetarian yalnız bitkisel besin yiyen kimse < OLat vegetabilis bitki, sebze |
|
vekâlet |
~ Ar wakāla(t) وَكالة [#wkl faˁāla(t) msd.] vekil olma, vekillik < Ar wakala وَكَلَ güvendi, güvene dayalı bir iş yükledi, görevlendirdi |
|
vekayi |
~ Ar waḳāˀiˁ وقائع [#wḳˁ faˁāˀil çoğ.] olaylar < Ar waḳīˁa(t) [t.] olay, olgu |
|