vecd |
~ Ar wacd وجد [#wcd faˁl msd.] 1. bulma, 2. tasavvufta ekstaz haline ulaşma, coşku, ekstaz < Ar wacada وَجَدَ 1. buldu, bulundu, 2. bilincine vardı |
|
vecibe |
~ Ar wacība(t) وجيبة [#wcb faˁīlā(t) sf. fem.] ödenmesi gereken şey, ödev < Ar wacaba وجب borç idi, vacip idi |
|
vecih |
~ Ar wach وجه [#wch faˁl ] yüz, cephe, taraf ≈ Ar ciha(t) a.a. |
|
veciz |
~ Ar wacīz وجيز [#wcz faˁīl sf.] kısa, özlü, anlamlı (söz) < Ar wacaza وجز özlü söz söyledi |
|
veçhe |
~ Ar wacha(t) وجهة [#wch faˁla(t) mr.] yönelim, yön, yüz < Ar wacaha وجه yöneldi, yüzünü bir yana çevirdi |
|
veda |
[ Nasırüddin Rabguzi, Kısasü'l-Enbiya, 1310] ~ Ar widāˁ/wadāˁ وَِدَاع [#wdˁ fiˁāl msd.] (birbirinden) ayrılma, vedalaşma < Ar wadaˁa وَدَعَ bıraktı, ısmarladı, emanet etti Benzer sözcükler: vedalaşmak 23.08.2017 |
|
vedet |
~ Fr vedette 1. nöbetçi, 2. ilk sırada afişe edilen şarkıcı ~ İt vedetta nöbetçi ~ İsp/Port veleta [pp. fem.] a.a. < İsp/Port velar nöbet tutmak, uyanık kalmak +()t° << Lat vigilare a.a. |
|
vedia |
~ Ar wadīˁa(t) وديعة [#wdˁ faˁīlā(t) sf. fem.] emanet edilen şey < Ar wadaˁa ودع bıraktı, emanet etti |
|
vedut |
~ Ar wadūd ودود [#wdd faˁūl sf.] seven, candan, dostane < Ar wadda ودّ sevdi |
|
vefa |
~ Ar wafāˀ وفاء [#wfy faˁāl msd.] sözünü tutma, borcuna sadık olma, görevini yerine getirme < Ar wafā وفا sözünü tuttu, borcunu ödedi |
|
vefat |
~ Ar wafā(t) وفاة [#wfy faˁāla(t) msd.] ölüm < Ar wafā وفا sözünü tuttu, borcunu ödedi, görevini yerine getirdi, (mec.) öldü |
|