vazıh |
~ Ar wāḍiḥ واضح [#wḍḥ fāˁil fa.] apaçık ve net olan |
|
vazife |
~ Ar waẓīfa(t) وظيفة [#wẓf faˁīlā(t) sf. fem.] 1. tayın, yevmiye, bir işe karşılık verilen periyodik ücret, 2. ücret karşılığı yapılan görev ≈ Ar waẓẓafa [II f.] görevlendirdi, külfet yükledi |
|
vaziyet1 |
< Ar waḍˁ وضعيّة [#wḍˁ msd.] koyma, konum +īya(t)2 < Ar waḍaˁa وضع koydu, indirdi |
|
vaziyet2 |
~ Ar waḍˁu yadd وضع يدّ el koyma § Ar waḍˁ وضع koyma + Ar yadd يدّ el |
|
vazo |
~ İt vaso saksı, çiçeklik << OLat vasum << Lat vas kap, tas, çanak, damar |
|
ve |
[ Codex Cumanicus, 1303] ~ Ar wa وَ ve (bağlaç) ≈ Fa/OFa ū وُ a.a. Not: Eski metinlerde aynı şekilde yazılan ū, ü, vü, ve biçimleri görülür. Karş. hamdüsena, ilmühaber, seyrüsefer, zapturapt. • Arapçada ismin +i ekli (oblique, akkusativ) haliyle kullanıldığında yemin ifade eder. Karş. vallahi, velfecri, vesselam. 05.05.2015 |
|
veba |
~ Ar wabāˀ وباء [#wbA faˁāl ] bulaşıcı hastalık, salgın |
|
vebal |
~ Ar wabāl وبال [#wbl faˁāl msd.] ağır yük, bela, sorumluluk < Ar wabala وبل (yük) yükledi (≈ Akad wabālu getirme, taşıma ) |
|
vecd |
~ Ar wacd وجد [#wcd faˁl msd.] 1. bulma, 2. tasavvufta ekstaz haline ulaşma, coşku, ekstaz < Ar wacada وَجَدَ 1. buldu, bulundu, 2. bilincine vardı |
|
vecibe |
~ Ar wacība(t) وجيبة [#wcb faˁīlā(t) sf. fem.] ödenmesi gereken şey, ödev < Ar wacaba وجب borç idi, vacip idi |
|
vecih |
~ Ar wach وجه [#wch faˁl ] yüz, cephe, taraf ≈ Ar ciha(t) a.a. |
|