vacip |
~ Ar wācib وَاجِب [#wcb fāˁil fa.] borç, ödev < Ar wacaba وَجَبَ borç veya ödev idi, gerekti |
|
vade |
~ Ar waˁda(t) وعدة [#wˁd faˁla(t) mr.] vaat, söz verilen şey veya süre < Ar waˁada وعد söz verdi |
|
vadi |
~ Ar wādī وادى [#wdy fāˁil fa.] dere, mecra, su yolu |
|
vaftiz |
~ Yun váftisma βάφτισμα suya daldırma, Hıristiyanlarda suya daldırma töreni < Yun vaftízō βαφτίζω suya batırmak, vaftiz etmek +ism° < EYun báptō/baptízō βάπτω/βαπτίζω suya batırmak << HAvr *gʷabʰ- a.a. |
|
vagon |
~ İng wagon üstü kapalı at veya öküz arabası, demiryolu arabası << Ger *wagnaz araba << HAvr *woǵʰ-no-s < HAvr *weǵʰ- gitmek, yol almak; götürmek, taşımak |
|
vah |
[ Erzurumlu Darir, Kıssa-i Yusuf terc., <1377] ≈ Fa vāh واه beğenme veya teessüf belirten ünlem Benzer sözcükler: ahu vah, vah vah, vahvahlanmak 28.07.2015 |
|
vaha |
~ öz (Ar) wāḥ واح [#wyḥ] Mısır çölünde sulak bir yerleşim alanı |
|
vahamet |
~ Ar waχāma(t) وخامة [#wχm faˁāla(t) msd.] hazım zorluğu, mide ağırlığı < Ar waχima وخم hazım zorluğu çekti, ağırlık çöktü |
|
vahdet |
~ Ar waḥda(t) وَحدة [#wḥd faˁla(t) msd.] bir olma, birlik < Ar aḥad/waḥīd أحد/وحيد bir, tek (≈ Aram χad חד a.a. ≈ İbr ˀeχād אחד a.a. ≈ Akad ēdu a.a. ) |
|
vahim |
~ Ar waχīm وخيم [#wχm faˁīl sf.] ağır (yiyecek), hazı güç, mide fesadına yol açan < Ar waχima وخم hazım zorluğu çekti |
|
vahiy |
~ Ar waḥy وحي [#wḥy faˁl msd.] içe doğma, ilham, tanrı tarafından insana iletilen fikir < Ar waḥā وحا ilham etti |
|