üz|mek |
<< ETü üz- kırmak, koparmak |
|
üzengi |
<< ETü üzengü ata binerken ayak konulan araç <? ETü *üze- üste çıkmak? |
|
üzere |
<< OTü üzre yön edatı ve zarfı < ETü üz/yüz satıh, yüz +rA |
|
üzerlik |
<< ETü-O yüzerlik kem göze karşı tütsü edilen bitki, sedefotu, peganum harmala |
|
üzüm |
<< ETü üzüm üzüm (tanesi) < ETü üz- koparmak +Im |
|
vaat | ||
vaaz |
~ Ar waˁẓ وعظ [#wˁẓ faˁl msd.] uyarı, din ve ahlak konuşması < Ar waˁaẓa وعظ uyardı, vaaz etti |
|
vabeste |
~ Fa vābaste وابسته [pp.] bağlı, bağımlı, tabi < Fa vābastan وابستن geri bağlamak, bağlamak, rücu etmek +a § Fa vā وا geri + Fa bastan بستن bağlamak |
|
vacip |
~ Ar wācib وَاجِب [#wcb fāˁil fa.] borç, ödev < Ar wacaba وَجَبَ borç veya ödev idi, gerekti |
|
vade |
~ Ar waˁda(t) وعدة [#wˁd faˁla(t) mr.] vaat, söz verilen şey veya süre < Ar waˁada وعد söz verdi |
|
vadi |
~ Ar wādī وادى [#wdy fāˁil fa.] dere, mecra, su yolu |
|