uhde |
~ Ar ˁuhda(t) عهدة [#ˁhd fuˁla(t) mr.] üstlenme, sorumluluk alma < Ar ˁahida عَهِدَ ısmarladı, sözleşti, şart koştu |
|
uhrevî |
~ Ar uχrawī اُخْرَوِى [nsb.] öbür dünyaya veya ölümden sonrasına ilişkin < Ar uχrā اُخْرَى [#Aχr sf. fem.] sonraki şey +ī < Ar āχir آخِر son, sonraki |
|
uhuvvet |
~ Ar uχuwwa(t) اخوّة [#Aχw fuˁūla(t) msd.] kardeşlik < Ar aχ أخ kardeş |
|
ukalâ |
~ Ar ˁuḳalāˀ عُقَلاء [#ˁḳl fuˁalā çoğ.] akıllılar < Ar ˁāḳil عاقل [t.] akil, akıllı |
|
ukba |
~ Ar ˁuḳbāˀ عقبَى [#ˁḳb fuˁlāˀ ] akıbet, İslam mitolojisinde sonraki dünya < Ar ˁaḳaba عَقَبَ izledi, ardından geldi |
|
ukde | ||
ula|mak |
<< ETü ula- birleştirmek, eklemlemek |
|
ulak |
≈ ETü ulaġ menzil, posta, menzil atı < ETü ula- bağlamak, birleştirmek +Uk |
|
ulam |
< TTü ula- bağlamak, birleştirmek +Im |
|
ulan |
<< TTü oğlan |
|
ulaş|mak |
<< ETü ulaş- bitişmek, buluşmak < ETü ula- bitiştirmek, buluşturmak +Iş- |
|