uğraş |
Türkiye Türkçesi uğra- "yoluna çıkmak, çatmak" fiilinden Türkiye Türkçesinde +Iş ekiyle türetilmiştir. |
|
uğraş|mak |
Eski Türkçe uġraş- "karşılıklı gelmek, rastlaşmak" fiilinden evrilmiştir. Eski Türkçe fiil Eski Türkçe oġra- veya uġra- "rast gelmek" fiilinden Eski Türkçe +Iş- ekiyle türetilmiştir. Bu sözcük Eski Türkçe oğur "denklik, tesadüf" sözcüğünden Eski Türkçe +(g)A- ekiyle türetilmiştir. |
|
uğru |
Eski Türkçe oġrı veya uġrı "hırsız" sözcüğünden evrilmiştir. Eski Türkçe sözcük Eski Türkçe oġra- veya uġra- "kast etmek, saldırmak, fırsat olmak, denk gelmek" fiili ile eş kökenlidir. |
|
uğul |
"pes perdeden vızıltı sesi, arı sesi" Ses yansımalı sözcüktür. |
|
uğur |
Eski Türkçe oġur veya uġur "1. kasıt, 2. fırsat, denklik, tesadüf, 3. (Oğuzca) rastlık, şans" sözcüğünden evrilmiştir. |
|
uğurla|mak |
Tarihçe (tespit edilen en eski Türkçe kaynak ve diğer örnekler) Eski Türkçe: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073]er işin uġurladı [işi uygun zamana erteledi], er tawar uġurladı [adam malları çaldı çünkü bu eylemi icra etmek için uygun zaman ve fırsat kollanmıştır. Bir diğer açıklama da bu fiilin 'oġrı' [hırsız] sözcüğünden türetildiğidir. Ben bu ikinci açıklamayı tercih ediyorum, ancak her ikisi de doğru ve akla yakın görünüyor.]] Türkiye Türkçesi: [ anon., Ferec ba'd eş-şidde, 1451 yılından önce]bu ṣanemden bir būse oğurlamak [çalmak] hevesi üzerüme ġālib oldı Türkiye Türkçesi: [ Meninski, Thesaurus, 1680]oğurlamak: çalmak, sirḳat et. (...) oğurlanmak: Furto accipi [soyguna uğramak] Türkiye Türkçesi: [ İbrahim Alaattin (Gövsa), Yeni Türk Lugatı, 1930]uğurlamak: Selametlemek, teşyî etmek. Köken Eski Türkçe uġurla- "zaman ve fırsat kollamak, hırsızlık yapmak" fiilinden evrilmiştir. Eski Türkçe fiil Eski Türkçe oġur veya uġur "fırsat" veya Eski Türkçe oġrı veya uġrı "hırsız" sözcüğünden alıntıdır. Daha fazla bilgi için uğur maddesine bakınız. Ek açıklama "Soygun yapmak" anlamı 19. yy'a dek egemendir. Güncel anlamı 20. yy'da yazı diline geçmiştir. Benzer sözcükler uğurlanmak 12.02.2015 |
|
uhde |
Arapça ˁhd kökünden gelen ˁuhda(t) عهدة "üstlenme, sorumluluk alma" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ˁahida عَهِدَ "ısmarladı, sözleşti, şart koştu" fiilinin fuˁla(t) vezninde ismi merresidir. |
|
uhrevî |
Arapça uχrawī اُخْرَوِى "öbür dünyaya veya ölümden sonrasına ilişkin" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça Aχr kökünden gelen uχrā اُخْرَى "sonraki şey" sözcüğünün nisbet halidir. Bu sözcük Arapça āχir آخِر "son, sonraki" sözcüğünün sıfat dişilidir. |
|
uhuvvet |
Arapça Aχw kökünden gelen uχuwwa(t) اخوّة "kardeşlik" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça aχ أخ "kardeş" sözcüğünün fuˁūla(t) vezninde masdarıdır. |
|
ukalâ |
Arapça ˁḳl kökünden gelen ˁuḳalāˀ عُقَلاء "akıllılar" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ˁāḳil عاقل "akil, akıllı" sözcüğünün fuˁalā vezninde çoğuludur. |
|
ukba |
Arapça ˁḳb kökünden gelen ˁuḳbāˀ عقبَى "akıbet, İslam mitolojisinde sonraki dünya" sözcüğünden alıntıdır. Arapça sözcük Arapça ˁaḳaba عَقَبَ "izledi, ardından geldi" fiilinin fuˁlāˀ vezninde türevidir. |
|