ufunet |
~ Ar ˁufūna(t) عفونة [#ˁfn fuˁūla(t) msd.] kokuşma, çürük su kokusu < Ar ˁafina عفن kokuştu, çürüdü |
|
uğra|mak |
<< ETü oġra-/uġra- 1. kast etmek, hedeflemek, saldırmak, 2. rast gelmek, denk gelmek < ETü uġur kasıt, fırsat +(g)A- |
|
uğrak |
< TTü uğra- +Uk |
|
uğraş |
< TTü uğra- yoluna çıkmak, çatmak +Iş |
|
uğraş|mak |
<< ETü uġraş- karşılıklı gelmek, rastlaşmak < ETü oġra-/uġra- rast gelmek +Iş- < ETü oğur denklik, tesadüf +(g)A- |
|
uğru |
ETü: [ Irk Bitig, <900] << ETü oġrı/uġrı hırsız ≈ ETü oġra-/uġra- kast etmek, saldırmak, fırsat olmak, denk gelmek → uğra- Not: Birincil anlamı “saldırgan” ya da "fırsatçı, rast geleci" olabilir. Ancak uğra- fiiliyle yapısal ilişki net değildir. Benzer sözcükler: saman uğrusu, uğrun 02.03.2015 |
|
uğul |
: onom pes perdeden vızıltı sesi, arı sesi |
|
uğur |
<< ETü oġur/uġur 1. kasıt, 2. fırsat, denklik, tesadüf, 3. (Oğuzca) rastlık, şans |
|
uğurla|mak |
<< ETü uġurla- zaman ve fırsat kollamak, hırsızlık yapmak < ETü oġur/uġur fırsat +lA- / ETü oġrı/uġrı hırsız |
|
uhde |
~ Ar ˁuhda(t) عهدة [#ˁhd fuˁla(t) mr.] üstlenme, sorumluluk alma < Ar ˁahida عَهِدَ ısmarladı, sözleşti, şart koştu |
|
uhrevî |
~ Ar uχrawī اُخْرَوِى [nsb.] öbür dünyaya veya ölümden sonrasına ilişkin < Ar uχrā اُخْرَى [#Aχr sf. fem.] sonraki şey +ī < Ar āχir آخِر son, sonraki |
|