tevessü |
~ Ar tawassuˁ توسّع [#wsˁ tafaˁˁul V msd.] 1. yayılma, genleşme, 2. (bir yerde) rahat etme, intibak etme < Ar wasuˁa وسع enli ve geniş idi, yayıldı, yer kapladı |
|
tevessül |
~ Ar tawassul توسّل [#wsl tafaˁˁul V msd.] 1. yalvarma, dileme, 2. vesile sayma < Ar wasala وَصَلَ ulaştı |
|
tevhit |
~ Ar tawḥīd توحيد [#wḥd tafˁīl II msd.] birleştirme, bir kılma, birlik < Ar waḥada وَحَدَ bir idi, tek idi |
|
tevil |
~ Ar taˀwīl تأويل [#Awl tafˁīl II msd.] 1. bir şeyin sonucu, akıbet, issue, 2. bir sözün anlamı, yorum < Ar āla آل döndü, geri geldi |
|
tevkif |
~ Ar tawḳīf توقيف [#wḳf tafˁīl II msd.] 1. durdurma, alıkoyma, 2. koluna bilezik takma < Ar waḳafa وقف durdu |
|
tevkil | ||
tevlit |
~ Ar tawlīd توليد [#wld tafˁīl II msd.] doğurtma, sonuç doğurma, sebep olma < Ar walada وَلَدَ doğurdu |
|
tevrat |
~ Ar tawrā(t) توراة Kuran'a göre Musevilerin kutsal kitabı ~ İbr tōrāh תורה öğreti, yasa, yasalar kitabı, Musa yasaları külliyatı < İbr hōrāh הורה [#yrh] öğretme, yol gösterme, rehber olma |
|
tevriye |
~ Ar tawriya(t) تورية [#wry tafˁila(t) II msd.] amacını veya anlamını saklama, kapalı sözle ima etme < Ar warāˀ وراء ard, öte |
|
tevsi |
~ Ar tawsīˁ توسيع [#wsˁ tafˁīl II msd.] genişletme < Ar wasuˁa وسع enli ve geniş idi, yayıldı, yer kapladı |
|
tevsik |
~ Ar tawṯīḳ توثيق [#ws̠ḳ tafˁīl II msd.] güvence verme < Ar waṯaḳa وثق belgeledi |
|