tenkil |
~ Ar tankīl تنكيل [#nkl tafˁīl II msd.] kaçındırma, göz korkutma, başkalarının gözünü korkutmak amacıyla verilen ceza < Ar nakala نكل kaçındı |
|
tenkis |
~ Ar tanḳīṣ تنقيص [#nḳṣ tafˁīl II msd.] eksiltme < Ar naḳaṣa نقص eksildi |
|
tenkit |
~ Ar *tanḳīd تنقيد [#nḳd tafˁīl II msd.] şiddetle iğneleme < Ar naḳada نَقَدَ gagaladı, iğneledi, söz dokundurdu |
|
tennure |
< Ar/Fa tannūr تنّور fırın, tandır |
|
tenor |
~ Fr ténor tiz erkek sesi ~ İt tenore 1. Ortaçağ çoksesli müziğinde melodinin sabit kısmını taşıyan ses, 2. tiz erkek sesi < Lat tenere uzatmak, tutmak +()ura << HAvr *ten- germek, uzatmak |
|
tensikat |
tensīḳ "düzenleme" [ Hoca Sa'deddin Ef., Tacü't-Tevârih, 1574] ~ Ar tansīḳ تنسيق [#nsḳ tafˁīl II msd.] dizme, düzenleme < Ar nasaḳa نسق düzenledi Not: Bürokratik temizlik anlamı II. Meşrutiyet'in ilanından sonra uzun süre gündemde kalan kamu görevlileri reformu nedeniyle yaygınlık kazanmıştır. 20.11.2014 |
|
tensip |
~ Ar *tansīb تنسيب [#nsb tafˁīl II msd.] < Ar nasaba نَسَبَ ilişkili veya orantılı idi, uygun idi |
|
tente |
~ İt tenda gergi, çadır, gölgelik << Lat tenta a.a. < Lat tendere, tens- germek |
|
tentür |
~ Fr teinture boya, özellikle şeffaf renklendirici << Lat tinctura a.a. < Lat tingere boyamak, renklendirmek +(t)ura |
|
tentürdiyot |
~ Fr teinture d'iode iyot boyası |
|
tenvir |
~ Ar tanwīr تنوير [#nwr tafˁīl II msd.] aydınlatma, nurlandırma < Ar nūr نور ışık |
|