tenfiz |
~ Ar tanfīḍ تنفيض [#nfḍ tafˁīl II msd.] delip geçmek, infaz etmek, yürürlüğe koymak < Ar nafaḍa نفذ girdi, nüfuz etti |
|
tenha |
~ Fa tanhā تنها yalnız < Fa tan تن gövde, kişi |
|
tenis |
~ İng tennis raketlerle oynanan bir oyun ~ Fr tenez «tutunuz!», eskiden servis esnasında söylenen uyarı cümlesi < Fr tenir almak, tutmak < Lat tenere, tent- uzatmak, tutmak |
|
tenkil |
~ Ar tankīl تنكيل [#nkl tafˁīl II msd.] kaçındırma, göz korkutma, başkalarının gözünü korkutmak amacıyla verilen ceza < Ar nakala نكل kaçındı |
|
tenkis |
~ Ar tanḳīṣ تنقيص [#nḳṣ tafˁīl II msd.] eksiltme < Ar naḳaṣa نقص eksildi |
|
tenkit |
YO: "eleştiri, kritik" [ Tıngır & Sinapian, Istılahat Lugati, 1892] ~ Ar *tanḳīd تنقيد [#nḳd tafˁīl II msd.] şiddetle iğneleme < Ar naḳada نَقَدَ gagaladı, iğneledi, söz dokundurdu → nakit Benzer sözcükler: tenkidî, tenkitçi Bu maddeye gönderenler: münekkit 29.06.2015 |
|
tennure |
< Ar/Fa tannūr تنّور fırın, tandır |
|
tenor |
~ Fr ténor tiz erkek sesi ~ İt tenore 1. Ortaçağ çoksesli müziğinde melodinin sabit kısmını taşıyan ses, 2. tiz erkek sesi < Lat tenere uzatmak, tutmak +()ura << HAvr *ten- germek, uzatmak |
|
tensikat |
~ Ar tansīḳ تنسيق [#nsḳ tafˁīl II msd.] dizme, düzenleme < Ar nasaḳa نسق düzenledi |
|
tensip |
~ Ar *tansīb تنسيب [#nsb tafˁīl II msd.] < Ar nasaba نَسَبَ ilişkili veya orantılı idi, uygun idi |
|
tente |
~ İt tenda gergi, çadır, gölgelik << Lat tenta a.a. < Lat tendere, tens- germek |
|