tekaüt |
~ Ar taḳāˁud تقاعد [#ḳˁd tafāˁul VI msd.] 1. oturma, 2. eylemli olmama, inzivaya çekilme < Ar ḳaˁada قعد oturdu |
|
tekbir |
~ Ar takbīr تكبير [#kbr tafˁīl II msd.] yüceltme, Allahu ekber deme < Ar kabbara كَبَّرَ [II f.] büyüttü, yüceltti |
|
tekdir |
~ Ar takdīr تكدير [#kdr tafˁīl II msd.] bulandırma, bunaltma, azarlama, ayıplama < Ar kadara كَدَرَ sıkıldı, bunaldı |
|
teke |
<< ETü teke erkek keçi |
|
tekebbür |
~ Ar takabbur تكبّر [#kbr tafaˁˁul V msd.] büyüklenme, büyüklük taslama < Ar kabura كَبُرَ büyük idi, büyüdü |
|
tekeffül | ||
tekel |
|
|
tekellüf |
~ Ar takalluf تكلّف [#klf tafaˁˁul V msd.] 1. ağırlama, zahmet üstlenme, 2. protokol, abartılı saygı < Ar takallafa تَكَلَّفَ [V f.] yüklendi, üstlendi < Ar kulfa(t) كلفة yük |
|
tekellüm |
~ Ar takallum تكلّم [#klm tafaˁˁul V msd.] bir dili konuşma < Ar kalama كلم söz söyledi |
|
tekemmül |
~ Ar takammul تكمّل [#kml tafaˁˁul V msd.] kemale erme, tam ve olgun hale gelme < Ar kamala كمل bütün ve tam idi |
|
teker |
< TTü tekerle- tekerlek gibi dönme |
|