tefhim |
~ Ar tafhīm تفهيم [#fhm tafˁīl II msd.] fehm ettirme, anlamasını sağlama < Ar fahama فَهَمَ anladı |
|
teflon |
~ marka Teflon [abb.] bir plastik madde ☼ (İlk kullanım: 1944 Roy Plunkett & Kinetic Chemicals, ABD.) < İng tetrafluorethylene dört fluor molekülü içeren etilen türevi |
|
tefrik |
~ Ar tafrīḳ تفريق [#frḳ tafˁīl II msd.] 1. ayırma, ayrıştırma, 3. aritmetikte çıkarma < Ar faraḳa فَرَقَ ayırdı |
|
tefrika |
~ Ar tafriḳa(t) تفرقة [#frḳ tafˁila(t) II msd.] ayrılmış şey, bölük, bölüm < Ar faraḳa فَرَقَ ayırdı |
|
tefriş |
~ Ar tafrīş تفريش [#frş tafˁīl II msd.] yere yatak veya döşek serme, taş döşeme < Ar farş فرش yaygı, halı, döşek |
|
tefrit |
[ anon., Kitâb fi'l- Fıkh, <1400] ~ Ar tafrīṭ تفريط [#frṭ tafˁīl II msd.] geride kalma, eksik ve yetersiz olma, ihmal etme < Ar faraṭa فرط ileri gitti → ifrat Not: Arapça sözcüğün asıl anlamı “ileri gönderme, ileri gitmesine neden olma” olup, “geride kalma” anlamı bunun mantıki eşdeğeridir. Türkçede daima ifrat/tefrit ikilisi içinde kullanılır. 01.09.2017 |
|
tefsir |
~ Ar tafsīr تفسير [#fsr tafˁīl II msd.] yorumlama, özellikle Kuran'ı yorumlama < Aram pşār פשר yorum, rüya tabiri < İbr/Aram #pşr פשר 1. çözme, 2. rüya tabir etme, yorumlama |
|
teftiş |
~ Ar taftīş تفتيش [#ftş tafˁīl II msd.] denetleme < Ar fattaşa فَتَّشَ [II f.] denetledi |
|
tefviz |
~ Ar tafwīḍ تفويض [#fwḍ tafˁīl II msd.] ihale etme, bir işi birine ısmarlama < Ar fawwaḍa فَوَّضَ [II f.] ihale etti, ısmarladı |
|
tegafül |
~ Ar taġāful تغافل [#ġfl tafāˁul VI msd.] gaflet taslama, bilmezden gelme < Ar ġafala غَفَلَ habersiz idi |
|
tegallüp |
~ Ar taġallub تغلّب [#ġlb tafaˁˁul V msd.] galip gelme, egemen olma < Ar ġalaba غَلَبَ üstün idi, üstün geldi |
|