tarhana |
~ Fa tarχīna/tarχʷāne ترخينه/ترخوانه kurutulmuş yoğurttan yapılan çorba § Fa tar تر yaş, ıslak +a + Fa χʷān خوان yemek |
|
tarhun |
~ Ar ṭarχūn طرخون [#ṭrχn q.] bir tür kokulu ot, dracunculus ~ EYun drákōn δράκων ejder, bir tür ot |
|
tarım |
< ETü tarı- ekin ekmek, saçmak +Im |
|
tarif |
~ Ar taˁrīf تعريف [#ˁrf tafˁīl II msd.] bildirme, yol gösterme < Ar ˁarafa عَرَفَ bildi, tanıdı |
|
tarife |
< Ar taˁrīf تعريف [#ˁrf tafˁīl II msd.] bildirme |
|
tarih |
[ Nasırüddin Rabguzi, Kısasü'l-Enbiya, 1310] ~ Ar taˀrīχ تأريخ [#wrχ tafˁīl II msd.] 1. günün tarihini yani hilalin kaçıncı günü olduğunu belirleme, 2. olayları tarih sırasına göre yazıya dökme, kronik ≈ GAr warχ ay (gök cismi ve zaman birimi) (≈ Aram yəraḥ/yarḥā ירחא [#yrḥ] a.a. ≈ İbr yeraḥ ירח a.a. ≈ Akad warḥu/arḥu a.a. ) Not: İslami dönemde Arapçada kaydedilmeyen warχ "ay" sözcüğü, Eski Güney Arapça ve Eski Habeşçede ortaktır. Biella 149. Kuzeybatı Sami dillerinde ilkseste /y/ görülür. • Anlam evrimi için karş. Lat calendarium "takvim" < calendae "ayın ilk günü, hilalin göründüğü gün". Benzer sözcükler: tarih atmak, tarih düşmek, tarihçe, tarihçi, tarihe geçmek, tarihî, tarihlemek, tarihlenmek, tarihsel, tarihsiz 07.01.2018 |
|
tarik |
~ Ar ṭarīḳ طريق [#ṭrḳ faˁīl sf.] patika, yol < Ar ṭaraḳa طرق dövdü, çaldı, ayak vurdu, davul çaldı |
|
tarikat |
~ Ar ṭarīḳa ͭ طريقة yol, meslek, mezhep, özellikle tasavvufta izlenen yol ≈ Ar ṭarīḳ طريق yol |
|
tariz |
~ Ar taˁrīḍ تعريض [#ˁrḍ tafˁīl II msd.] dolaylı konuşma, üstü kapalı olarak kötü söz söyleme < Ar ˁaraḍa عَرَضَ önüne çıktı, uğradı |
|
tarkan |
<< ETü tarkan bir soyluluk unvanı, komutan ≈ Saka ttarkana a.a. ≈ Sogd tarχān a.a. ≈ Hun tarḳan/tarχan a.a. |
|
tarla |
<< ETü tarıġlaġ ekin ekilen yer, tarla < ETü tarıġla- ekin ekmek, tohum saçmak +I(g) < ETü tarıġ ekin +lA- |
|