taret |
~ İng turret silahla donatılmış küçük kule ~ EFr touret [küç.] küçük kule < EFr tour kule << Lat turris a.a. |
|
tarh |
~ Ar ṭarḥ طَرْح [#ṭrḥ faˁl msd.] atma, çıkarma, bırakma < Ar ṭaraḥa طَرَحَ attı, bıraktı |
|
tarhana |
~ Fa tarχīna/tarχʷāne ترخينه/ترخوانه kurutulmuş yoğurttan yapılan çorba § Fa tar تر yaş, ıslak +a + Fa χʷān خوان yemek |
|
tarhun |
~ Ar ṭarχūn طرخون [#ṭrχn q.] bir tür kokulu ot, dracunculus ~ EYun drákōn δράκων ejder, bir tür ot |
|
tarım |
< ETü tarı- ekin ekmek, saçmak +Im |
|
tarif |
[ İrşadü'l-Mülûk ve's-Selâtîn, 1387] ~ Ar taˁrīf تعريف [#ˁrf tafˁīl II msd.] bildirme, yol gösterme < Ar ˁarafa عَرَفَ bildi, tanıdı → irfan Not: Batı dillerine 14. yy'dan önce Arapçadan alınmıştır. Karş. İt tariffa, Fr tarif, İng tariff. Benzer sözcükler: tarifname, tarifsiz, yemek tarifi Bu maddeye gönderenler: tarife 23.10.2014 |
|
tarife |
< Ar taˁrīf تعريف [#ˁrf tafˁīl II msd.] bildirme |
|
tarih |
~ Ar taˀrīχ تأريخ [#wrχ tafˁīl II msd.] 1. günün tarihini yani hilalin kaçıncı günü olduğunu belirleme, 2. olayları tarih sırasına göre yazıya dökme, kronik ≈ GAr warχ ay (gök cismi ve zaman birimi) (≈ Aram yəraḥ/yarḥā ירחא [#yrḥ] a.a. ≈ İbr yeraḥ ירח a.a. ≈ Akad warḥu/arḥu a.a. ) |
|
tarik |
~ Ar ṭarīḳ طريق [#ṭrḳ faˁīl sf.] patika, yol < Ar ṭaraḳa طرق dövdü, çaldı, ayak vurdu, davul çaldı |
|
tarikat |
~ Ar ṭarīḳa ͭ طريقة yol, meslek, mezhep, özellikle tasavvufta izlenen yol ≈ Ar ṭarīḳ طريق yol |
|
tariz |
~ Ar taˁrīḍ تعريض [#ˁrḍ tafˁīl II msd.] dolaylı konuşma, üstü kapalı olarak kötü söz söyleme < Ar ˁaraḍa عَرَضَ önüne çıktı, uğradı |
|