tansiyon |
~ Fr tension 1. gerilim, 2. kan basıncı ~ Lat tensio < Lat tendere germek, uzatmak, yaymak, çadır kurmak +(t)ion << HAvr *ters-o- çekmek, germek, uzun |
|
tantal |
~ Fr tantale bir element ~ YLat tantalum a.a. ☼ (İlk kullanım: 1802 Anders Gustav Ekeberg, İsv. kimyacı.) < öz Tántalos τάνταλος mitolojide ebedi doyumsuzluğa mahkûm edilen Lidya kralı |
|
tantana |
~ Ar ṭanṭana(t) [#ṭn faˁfaˁa(t) q. msd.] tınlama, tıngırdama < onom ṭanna [#ṭnn] tınladı, çınladı |
|
tantun |
: onom rezonanslı çoklu darbe sesi |
|
tantuni |
< ? |
|
tanzim | ||
tap|mak |
<< ETü tap- 1. bulmak (geçişli fiil), 2. kulluk etmek (geçişsiz fiil) |
|
tapa |
~? İt tappo tıpa, tıkaç, şişe mantarı |
|
tape |
~ Fr tapé [pp.] daktilo edilmiş (belge) < Fr taper [den.] vuruş sesi çıkarmak, daktilo yazmak +é < onom tap |
|
tapınak |
< TTü tapın- +(g)Ak |
|
tapi |
~ Fr tapis 1. yere serilen kumaş, halı, oyun masasında çuha, 2. kumarda parasız veya kartsız kalmak anlamında söz ~ EYun tapḗtion ταπήτιον [küç.] küçük halı veya kilim < EYun tápēs τάπης halı veya kilim +ion |
|