tanık |
<< ETü tanuk şahit < ETü tanu- konuşmak, söz söylemek +Uk |
|
tanım |
< TTü tanı- +Im |
|
tanjant |
~ Fr tangente 1. teğet, 2. trigonometride bir oran ~ Lat tangens dokunan < Lat tangere, tact- dokunmak +ent° |
|
tank |
~ İng tank zırhlı savaş aracı ☼ (İlk kullanım: 1917) ≈ İng tank su deposu, sarnıç ~ Hind tanku su deposu, rezervuar, suni göl |
|
tanker |
~ İng tanker 1. su deposu, sarnıç, 2. büyük sıvı deposu taşıyan gemi < İng tank (ad) su deposu, (fiil) depolamak +er |
|
tanrı |
ETü: [ Orhun Yazıtları, 735] << ETü teŋri gök, gökyüzü, gök tanrı Not: MÖ 4. yy'a ait Çince bir metinde zikredilmiş olup, kayda geçen en eski Türkçe sözcüktür. ETü teŋ "denklik? ufuk?" bağlantısı düşünülmeye değer. Karş. Ar ḳadīr "tanrının bir adı" < ḳadr "denklik, değer". Benzer sözcükler: tanrıbilim, tanrılaşmak, tanrılaştırmak, tanrısal, tanrısız, tanrıtanımaz, tengri Bu maddeye gönderenler: tanrıça 25.01.2018 |
|
tanrıça |
< TTü tanrı +IçA |
|
tansık |
<< ETü taŋsuk acayip şey, harika, nefis ≈ Moğ tangsug a.a. +sUk |
|
tansiyon |
~ Fr tension 1. gerilim, 2. kan basıncı ~ Lat tensio < Lat tendere germek, uzatmak, yaymak, çadır kurmak +(t)ion << HAvr *ters-o- çekmek, germek, uzun |
|
tantal |
~ Fr tantale bir element ~ YLat tantalum a.a. ☼ (İlk kullanım: 1802 Anders Gustav Ekeberg, İsv. kimyacı.) < öz Tántalos τάνταλος mitolojide ebedi doyumsuzluğa mahkûm edilen Lidya kralı |
|
tantana |
~ Ar ṭanṭana(t) [#ṭn faˁfaˁa(t) q. msd.] tınlama, tıngırdama < onom ṭanna [#ṭnn] tınladı, çınladı |
|