tanı|mak |
≈ ETü tanu- konuşmak |
|
tanık |
<< ETü tanuk şahit < ETü tanu- konuşmak, söz söylemek +Uk |
|
tanım |
< TTü tanı- +Im |
|
tanjant |
~ Fr tangente 1. teğet, 2. trigonometride bir oran ~ Lat tangens dokunan < Lat tangere, tact- dokunmak +ent° |
|
tank |
~ İng tank zırhlı savaş aracı ☼ (İlk kullanım: 1917) ≈ İng tank su deposu, sarnıç ~ Hind tanku su deposu, rezervuar, suni göl |
|
tanker | ||
tanrı |
<< ETü teŋri gök, gökyüzü, gök tanrı |
|
tanrıça |
< TTü tanrı +IçA |
|
tansık |
<< ETü taŋsuk acayip şey, harika, nefis ≈ Moğ tangsug a.a. +sUk |
|
tansiyon |
~ Fr tension 1. gerilim, 2. kan basıncı ~ Lat tensio < Lat tendere germek, uzatmak, yaymak, çadır kurmak +(t)ion << HAvr *ters-o- çekmek, germek, uzun |
|
tantal |
~ Fr tantale bir element ~ YLat tantalum a.a. ☼ (İlk kullanım: 1802 Anders Gustav Ekeberg, İsv. kimyacı.) < öz Tántalos τάνταλος mitolojide ebedi doyumsuzluğa mahkûm edilen Lidya kralı |
|