takla |
~ Ar taḳlaˁ تقلع [#ḳlˁ msd.] devirme < Ar ḳalaˁa قلع devirdi, yerinden söküp altüst etti |
|
taklavat |
<< TTü takım taklavat < TTü tak- |
|
taklit |
~ Ar taḳlīd تقليد [#ḳld tafˁīl II msd.] aynısını yapma, kopyalama, bir modeli aynen izleme < Ar ḳallada قلّد [II f.] kopyaladı, taklit etti |
|
takometre |
~ Fr tachéomètre / İng tachymetre hız ölçer < EYun taχýs/taχeos ταχύς/ταχεος hızlı |
|
takoz |
~ Yun tákos τάκος herhangi bir şeyin ele gelir parçası, lokma, ağaç bloku ≈ İt tacco ağaçtan yapılma ayakkabı topuğu, takunya ≈ İsp taco tıkaç, ağaç tıpa veya kama, ağaçtan ayakkabı topuğu, bilardo ıstakası |
|
takriben | ||
takrir |
~ Ar taḳrīr تقرير [#ḳrr tafˁīl II msd.] sabitleme, fiksleme, durdurma, konfirme etme, açıklama < Ar ḳarra durdu, karar kıldı |
|
takriz |
~ Ar taḳrīḍ تقريض [#ḳrḍ tafˁīl II msd.] 1. kesme, 2. övme, medhetme, özellikle birini yüzüne karşı övme < Ar ḳaraḍa 1. kesti, dişledi, çiğnedi, 2. kestirmeden gitti, 3. övgü şiiri söyledi |
|
taksi |
~ Fr taxi [abb.] ticari otomobil < Fr voiture à taximètre ücret sayacıyla donatılmış kiralık at arabası (19. yy) < Fr taximètre ücret sayacı < Fr taxe ücret, vergi < Lat taxare vergilendirmek ~ EYun tassō, taks- τασσω, ταξ- dizmek, tertip etmek, atamak, vergi tayin etmek |
|
taksidermi |
~ Fr taxidermie / İng taxidermy hayvan ölüsü doldurma ve koruma sanatı § EYun táksis τάξις düzen, düzenleme (< EYun tássō, tag- τάσσω dizmek, tertip etmek ) + EYun dérma δέρμα deri |
|
taksim |
~ Ar taḳsīm تقسيم [#ḳsm tafˁīl II msd.] bölme, pay etme < Ar ḳasama قسم böldü, pay etti |
|