tablet |
~ Fr tablette [küç.] masacık, küçük levha, yassı ve yuvarlak hap < Fr table masa, levha +et° << Lat tabula levha |
|
tabliye |
~ Fr tablier 1. yemek önlüğü, 2. her türlü yatay düzlem < Fr table masa, levha +ari° << Lat tabula levha |
|
tablo |
~ Fr tableau levha, pano, tabela, resim eseri, tiyatro sahnesi << Lat tabellum [küç.] küçük levha < Lat tabula levha, yazı veya oyun tahtası |
|
tabloit |
~ İng tabloid 1. hap, tablet [esk.], 2. küçük boy gazete < Fr tablette küçük yassı ve daire şeklinde nesne, tablet |
|
tabu |
~ İng taboo nedeni bilinmeyen yasak ☼ (İlk kullanım: 1777 James Cook, İng. kâşif.) ~ Tonga tabu ayrı, düzendışı, yasak |
|
tabur |
"bir tür istihkam" [ Selanikli Mustafa Ef., Tarih-i Selanikî, 1600] ~ Mac tábor ordugâh ~ KTü/ÇTü dapkur/ṭapkur asker safı, dizi ~ Moğ dabkur saf, sıra, dizi, kat ≈ Moğ dabta- katlamak Not: "Arabaları saflar şeklinde birbirine zincirleyerek oluşturulan istihkâm veya ordu kampı" anlamında 17. yy Macaristan savaşları sırasında yaygınlık kazandı. Macarca sözcük Tatar/Çağatay Türkçesinden ve nihai olarak Moğolcadan alıntıdır. WOT sf. 837-839. H. Eren'in sözcüğü Slavcadan türetme önerisi yanlıştır. • Taburcu deyimi muhtemelen "saflara geri dönen" anlamında asker argosudur. Benzer sözcükler: taburcu 29.10.2020 |
|
tabure |
~ Fr tabouret [küç.] küçük oturak, arkasız iskemle << EFr tabour çift yüzlü davul ~ Ar ṭabl طبل davul |
|
tabut |
~ Ar tābūt تابوت [#tbwt] 1. Yahudilerin Musa Yasasını sakladıkları sandık, 2. sanduka, lahit ~ Aram tēbūthā תבותא a.a. (Kaynak: Jeffery sf. 88)(≈ İbr tēbah תבה a.a. (özellikle Nuhun gemisi veya Musa yasalarının saklandığı sandık) ) ~ Mıs tbt a.a. |
|
tabülatör |
~ Fr tabulateur / İng tabulator «tablo yapan», hesap makinası ve daktiloda hizalayıcı tuşu < OLat tabulare [den.] tablo yapmak, listelemek +(t)or < Lat tabula yazı veya oyun tahtası, levha |
|
tabya |
~ Ar taˁbīya(t) تعبية [#ˁby tafˁila(t) II msd.] ordu dizme, taktik < Ar ˁabā عبا yığdı, üst üste koydu, yerleştirdi |
|
tacir |
~ Ar tācir تاجر [#tcr fāˁil fa.] ticaret yapan ~ Aram tagārā/taggārā תגרא a.a. ~ Akad tamkāru a.a. < Akad makāru alıp satma, ticaret yapma |
|