tabiiyet |
< Ar tābiˁ تابع bağlı, bağımlı +īya(t)2 |
|
tabip |
~ Ar ṭabīb طبيب [#ṭbb faˁīl sf.] hekim, doktor < Ar ṭabba طَبَّ hekimlik yaptı |
|
tabir |
~ Ar taˁbīr تعبير [#ˁbr tafˁīl II msd.] anlam çıkarma, yorumlama, özellikle rüya yorma < Ar ˁabara عَبَرَ geçti |
|
tabla |
~ Ar ṭabl/ṭabla طبلة [#ṭbl] yassı ve yuvarlak tepsi, daire şeklinde çeşitli yassı nesnelerin adı ~ Aram ṭablā טַבְלָא tablet, yazı veya oyun tahtası, hesap cetveli (Kaynak: Jastrow sf. 518.)~ Lat tabula tablet, levha, yazı tahtası, oyun tahtası |
|
tabldot |
~ Fr table d'hôte (lokantada) ev sahibinin sofrası, seçmesiz menü § Fr table masa, sofra + Fr hôte misafir ağırlayan, ev sahibi |
|
tablet |
[ Mehmed Bahaeddin (Toven), Yeni Türkçe Lugat, 1924] ~ Fr tablette [küç.] masacık, küçük levha, yassı ve yuvarlak hap < Fr table masa, levha +et° << Lat tabula levha → tabela Bu maddeye gönderenler: tabloit 20.03.2015 |
|
tabliye |
~ Fr tablier 1. yemek önlüğü, 2. her türlü yatay düzlem < Fr table masa, levha +ari° << Lat tabula levha |
|
tablo |
~ Fr tableau levha, pano, tabela, resim eseri, tiyatro sahnesi << Lat tabellum [küç.] küçük levha < Lat tabula levha, yazı veya oyun tahtası |
|
tabloit |
~ İng tabloid 1. hap, tablet [esk.], 2. küçük boy gazete < Fr tablette küçük yassı ve daire şeklinde nesne, tablet |
|
tabu |
~ İng taboo nedeni bilinmeyen yasak ☼ (İlk kullanım: 1777 James Cook, İng. kâşif.) ~ Tonga tabu ayrı, düzendışı, yasak |
|
tabur |
~ Mac tábor ordugâh ~ KTü/ÇTü dapkur/ṭapkur asker safı, dizi ~ Moğ dabkur saf, sıra, dizi, kat ≈ Moğ dabta- katlamak |
|