sundurma |
< TTü sundur- uzatmak +mA < TTü sun- uzanmak +tUr- |
|
sungur |
<< ETü suŋkur doğana benzer bir yırtıcı kuş, şahbaz, falco gyrfalco |
|
suni |
~ Ar ṣunˁī صنعى [nsb.] sanatlı, ustalıklı, yapay < Ar sunˁ صنع [#ṣnˁ fuˁl msd.] yapma, el becerisi ile imal etme +ī |
|
sunroof |
~ İng sun-roof çatıda bulunan güneşlenme terası § İng sun güneş (<< Eİng sunne a.a. << HAvr *sh₂wen- (*swen-) a.a. ) + İng roof çatı, dam |
|
sunta |
~ marka Sunta [abb.] < TTü suni tahta |
|
sunturlu |
[ Meninski, Thesaurus, 1680] << TTü santur telli bir çalgı → santur 03.11.2014 |
|
supanglez |
~ Fr soupe anglaise «İngiliz çorbası», bir tür tatlı (§ Fr soupe çorba + Fr anglais İngiliz ) ~ İt zuppa inglese a.a. |
|
supap |
~ Fr soupape 1. çene-altı [esk.], 2. belli bir basınç altında açılan kapakçık < EFr sub+ pape çene |
|
supe |
~ Fr souper [den.] çorba içmek, gece yenen hafif yemek < Fr soupe sulu yemek, çorba < Ger *sūpan içmek, yudumlamak |
|
suples |
~ Fr souplesse esneklik < Fr souple esnek << Lat supplex, supplic- bükülen, eğilen < Lat sub+ plicare katlamak |
|
sur1 |
~ Ar sūr سور [#swr] savunma duvarı, sur ~ Aram şūr, şawərā שׁוּרׇא, שׁוּר [#şwr] a.a. ≈ İbr şawrah שׁוּרׇה hat, sıra, saf |
|