somatik |
~ Fr somatique bedensel, özellikle ruh hallerinin bedensel etkilerine ilişkin ~ EYun sōmatikós σωματικός a.a. < EYun sōma σώμα ceset, leş; gövde, beden +ik° << HAvr *twō-mn̥- < HAvr *tewh₂- (*tew-) şişmek, kabarmak |
|
sombrero |
~ İsp sombrero gölgelik, şemsiye, Meksika'ya özgü geniş kenarlı şapka < İsp sombra gölge << Lat umbra a.a. |
|
sommelier |
~ Fr sommelier 1. konaklarda alışveriş ve sofra işlerinden sorumlu hizmetkâr [esk.], 2. şarap garsonu << EFr sommerier yük hayvanlarına bakan kişi, beygirci < Fr sommier yük hayvanı, beygir +ari° |
|
somon |
~ Fr saumon tatlı ve tuzlu suda yaşayan bir balık, alabalık, salmo salar << Lat salmo a.a. |
|
somun1 |
~? Yun psomín ψωμίν ekmek, çörek (Kaynak: Räsänen V 427, Eren sf. 374.)<< EYun psōmós ψωμός lokma |
|
somun2 |
"civata karşılığı" [ TDK, Türkçe Sözlük, 1. Baskı, 1945] ~ Fr saumon 1. alabalık, 2. kaba metal döküm parçası → somon 01.01.2011 den önce |
|
somurt|mak |
≈ ETü sorıt- yüzünü asmak, buruşturmak < ETü sōr- emmek |
|
somut |
< TTü som yekpare, katıksız +Ut |
|
somye |
~ Fr sommier yatak taşıyıcısı, somye << OLat sagmarius yük hayvanı, beygir < EYun ságma σάγμα yük hayvanlarına mahsus semer +ari° |
|
son |
<< ETü soŋ bitim, nihayet, ayak topuğu (ad), sonra (edat) |
|
sonar |
~ İng sonar ses dalgalarıyla mesafe ölçen cihaz < Lat sonus ses |
|