soba |
~ Mac szoba şömine, duvara entegre edilmiş ocak ≈ EYAlm stuba a.a. ~ OLat *iztuba a.a. |
|
sobe |
~? Fr sauvé [pp.] kurtuldu, kurtarıldı < Fr sauver kurtarmak +é << OLat salvare [den.] a.a. < Lat salvus sağ, salim, esen, emin |
|
soda |
~ Fr/İng soda 1. külünden soda elde edilen bitki, çöğen otu, saponaria, 2. sodyum karbonat ~ İt soda a.a. ~ Ar sawdā سوّاد kara şey, kara sıvı, soda ≈ Ar aswad سواد/أسود kara |
|
sodomi |
~ İng sodomy / Fr sodomie her türlü anormal cinsel ilişki, özellikle anal ilişki ~ OLat sodomia a.a. < İbr Sodōm סְדוֹם Tevrat'a göre sapıklığa meylinden dolayı Allah'ın kahrettiği kent |
|
sodyum |
~ YLat sodium bir element ☼ (İlk kullanım: 1807 Sir Humphrey Davy, İng. kimyacı.) < OLat soda sodyum karbonat +ium |
|
sof | ||
sofa |
~ Ar ṣuffa(t) صفّة [#ṣff fuˁla(t) mr.] taş kerevet, bank, sıra, antik tiyatrolarda oturma sırası < Ar ṣaffa dizdi |
|
sofist |
~ Fr sophiste laf ebesi, zekice fakat yanlış söz söyleyen, safsatacı ~ Lat sophista a.a. ~ EYun sophistḗs σοφιστής 1. usta, uzman, 2. mantık ve belagat hocası, 3. laf ebesi, safsatacı < EYun sophízō σοφίζω becerikli olmak, sanatkâr olmak +ist° < EYun sophós σοφός akıllı, bilge |
|
sofistike |
~ İng sophisticated 1. laf ebeliğine dayalı, sahte, 2. basit veya kaba olmayan, rafine < İng sophisticate laf ebeliği yapmak < İng sophist laf ebesi |
|
sofra |
~ Ar sufra(t) سُفرة [#sfr fuˁla(t) mr.] 1. yolcu yiyeceği, azık, 2. üzerinde yemek yenen yer, örtü, sini < Ar safar سفر yolculuk |
|
soft |
~ İng soft yumuşak << Ger *samft- |
|