sinagog |
~ Fr synagogue Musevi dinine ait toplantı yeri, havra ~ EYun synagōgós συναγωγός toplantı, bir araya gelme < EYun syn+ agōgós αγωγός sürme, sevketme < EYun ágō άγω sürmek, sevketmek |
|
sinameki |
~ Ar sanā makkī سنا مكّى Mekke sinası, şifalı bir bitki, cassia senna § Ar sanā سَنَا 1. ışık, kıvılcım, 2. sinameki + Ar makkī مَكِّى [nsb.] Mekke kentine ait |
|
sinaps |
~ Fr/İng synapse sinir hücrelerinin eklem yeri ~ EYun sýnapsis σύναψις birbirine dokunma ~ EYun syn+ ʰáptō ἅπτω ilişmek, dokunmak, değmek +sis |
|
sinarit |
~ Yun sinagrída συναγρίδα bir tür balık, dentex dentex << EYun synagrís συναγρίς a.a. |
|
sincap |
~ Fa sincāb سنجاب sincap |
|
sindir|mek |
ETü: [ Kaşgarî, Divan-i Lugati't-Türk, 1073] << ETü siŋür- hazmetmek < ETü siŋ- içine girmek, hazmedilmek +(g)Ur- → sin- Not: Sindür- ve siŋür- biçimleri yakın zamana kadar beraberce kullanılmıştır. Benzer sözcükler: sindirilmek, sindirim 04.10.2017 |
|
sine |
~ Fa sīne سينه göğüs, kucak << OFa sēnag a.a. |
|
sinefil |
~ Fr cinéphile sinemasever |
|
sinek |
<< ETü siŋek kara veya sivri sinek < onom siŋ çınlama veya vınlama sesi +Ak |
|
sinema |
~ Fr cinéma [abb.] < Fr cinématographe hareketli görüntü kaydeden cihaz ☼ (İlk kullanım: 1895 Louis Lumière, Fr. mucit.) § EYun kínema κίνεμα hareket (~ EYun kinéō κινέω hareket etmek, devinmek +ma(t) ) + EYun grapheús γραφεύς yazar, yazan |
|
sinematek |
~ Fr cinémathèque sinema kütüphanesi ☼ (İlk kullanım: 1936 Henri Langlois, Fr. sinema tarihçisi.) § Fr cinéma sinema + EYun thḗkē θήκη depo, mağaza |
|