silisyum |
~ YLat silicium bir element ☼ (İlk kullanım: 1787 Antoine Lavoisier, Fr. kimyacı.) < Lat silex, silic- çakmak taşı +ium |
|
silk |
~ Ar silk سِلْك [#slk fiˁl ] yol, rota, (mec.) kariyer, tarik ≈ Ar salaka سَلَكَ yola gitti, yolculuk etti |
|
silk|mek |
<< ETü silk- sallamak, silkelemek < ETü sil- temizlemek +Ik- |
|
sille |
~ Fa sīlī سيلى tokat |
|
silme |
< TTü sil- +mA |
|
silo |
[ Kadro (aylık dergi), 1932] ~ İng silo tahıl ambarı ~ İsp silo a.a. << Lat sirus a.a. ~ EYun sirós σιρός yere gömülü tahıl deposu, büyük küp Bu maddeye gönderenler: silaj 21.07.2018 |
|
silojizm |
~ Fr syllogisme / İng syllogism mantıkta akıl yürütme ~ EYun syllogismós συλλογισμός hesap, toplama işlemi, akıl yürütme < EYun syllogē συλλογή toplama, toplanma < EYun syn+ légō λέγω seçmek, ayırmak |
|
silsile |
~ Ar silsila(t) سلسلة [#sl fiˁfiˁa(t) q. msd.] zincir < onom salsala سلسل zincirlendi (≈ Aram şalşalitā שלשלתא zincir ) |
|
silüet |
~ Fr silhouette 1. gölgenin dış hatlarını izleyerek yapılan çizim, 2. bir nesnenin gölgesinin dış hatları < Fr à la silhouette kısıtlı bütçeyle yapılan [esk.] < öz Etienne de Silhouette Fransız maliyeci ve bakan (1709-1767) |
|
silvuple |
~ Fr s'il vous plait «sizi memnun ederse», rica sözü < Fr plaire memnun etmek << OLat placēre a.a. |
|
sim1 |
~ Fa sīm/sīmīn سيم gümüş << OFa asēm/asēmēn a.a. ~ EYun ásēmon άσημον 1. damgasız, 2. sikke olarak basılmamış altın veya gümüş, külçe, 3. genel olarak gümüş (Kaynak: LS sf. 255)< EYun sḗma σήμα işaret, simge, damga |
|