sille |
~ Fa sīlī سيلى tokat |
|
silme |
< TTü sil- +mA |
|
silo |
~ İng silo tahıl ambarı ~ İsp silo a.a. << Lat sirus a.a. ~ EYun sirós σιρός yere gömülü tahıl deposu, büyük küp |
|
silojizm |
~ Fr syllogisme / İng syllogism mantıkta akıl yürütme ~ EYun syllogismós συλλογισμός hesap, toplama işlemi, akıl yürütme < EYun syllogē συλλογή toplama, toplanma < EYun syn+ légō λέγω seçmek, ayırmak |
|
silsile |
~ Ar silsila(t) سلسلة [#sl fiˁfiˁa(t) q. msd.] zincir < onom salsala سلسل zincirlendi (≈ Aram şalşalitā שלשלתא zincir ) |
|
silüet |
[ Cumhuriyet - gazete, 1934] ~ Fr silhouette 1. gölgenin dış hatlarını izleyerek yapılan çizim, 2. bir nesnenin gölgesinin dış hatları < Fr à la silhouette kısıtlı bütçeyle yapılan [esk.] < öz Etienne de Silhouette Fransız maliyeci ve bakan (1709-1767) Not: Silhouette'in maliye bakanlığı esnasında alınan tasarruf tedbirleri nedeniyle soyluların yağlıboya portreler yerine (daha ucuz olan) silüet çizimleriyle yetinmek zorunda kalmaları nedeniyle. 13.01.2015 |
|
silvuple |
~ Fr s'il vous plait «sizi memnun ederse», rica sözü < Fr plaire memnun etmek << OLat placēre a.a. |
|
sim1 |
~ Fa sīm/sīmīn سيم gümüş << OFa asēm/asēmēn a.a. ~ EYun ásēmon άσημον 1. damgasız, 2. sikke olarak basılmamış altın veya gümüş, külçe, 3. genel olarak gümüş (Kaynak: LS sf. 255)< EYun sḗma σήμα işaret, simge, damga |
|
sim2 kart |
~ İng sim card [abb.] cep telefonu kartı < İng subscriber identity module abone kimlik modülü |
|
sima |
~ Ar sīmā/sīma(t) سيما/سيمة [#sym] yüz, çehre ≈ Ar sima(t) سمة [#wsm msd.] 1. dağlama, mühür basma, 2. damga, mühür, marka, tip, karakter, çehre < Ar wasama وسم dağladı, mühür bastı |
|
simbiyoz |
~ Fr symbiose birlikte ve birbirine bağımlı olarak yaşama ~ EYun symbíōsis συμβίωσις a.a. < EYun syn+ bióō βιόω yaşamak +sis |
|