septisemi |
~ Fr septicémie kan zehirlenmesi § EYun sēptikós σηπτικός kokuşmuş, çürümüş + EYun ʰaíma ἁῖμα kan |
|
sepya |
~ İt sepia mürekkep balığı ve ondan elde edilen boya ~ EYun sēpía σηπία a.a. |
|
ser |
~ Fa/OFa sar سر baş, kafa ≈ Ave sarah- a.a. ≈ Sans śíras शिरस् a.a. << HAvr *ḱŕ̥h₂-o-s (*ḱár-o-s) a.a. < HAvr *ḱerh₂- (*ḱer-) kafa, boynuz |
|
ser|mek |
<< ETü ser- 1. yaymak, 2. sabretmek |
|
sera |
~ Fr serre [dev.] 1. kapalı yer, 2. özellikle bitkileri soğuktan korumak için yapılan kapalı alan < Fr serrer sıkıca kapatmak, sıkmak << OLat serare [den.] kilitlemek, sürgüyle kapatmak < Lat sera sürgü, kapı demiri |
|
seramik |
[ Cumhuriyet - gazete, 1931] ~ Fr céramique çömlekçilik (ad), pişmiş topraktan yapma (sıfat) ~ EYun keramikós κεραμικός çömleğe ilişkin, çömlekçilik < EYun kéramos κέραμος pişmiş topraktan yapma çömlek +ik° → kiremit Not: Eski Yunancaya özenen keramik biçimi 1930-60'lar döneminde popülerlik kazanmıştır. • Frisk sf. I.823 "Ohne sichere Etymologie". Benzer sözcükler: keramik 19.08.2017 |
|
serander |
~ Yun ksirándiro ξηράνδιρο kuru erzak deposu § Yun ksiros ξηρός kuru + Yun ándiro άνδηρο seki, balkon |
|
serap |
~ Ar sarāb سَراب [#srb] çölde görülen hayal <? Ar saraba سَرَبَ gitti, kaçtı, (su) akıp gitti, (deve) başıboş gitti |
|
serapa |
~ Fa sar ā pā سر آ پا baştan ayağa, tepeden tırnağa |
|
serasker |
~ Fa sar-ˁaskar سرعسكر baş komutan § Fa sar سر baş + Ar ˁaskar عسكر ordu |
|
serazat |
~ Fa *sarāzād سرازاد başı özgür |
|