semaver |
~ Rus samovar içinde ısıtıcı tertibatı olan çay pişirme cihazı § Rus samo kendi + Rus varit' kaynamak |
|
semavi |
~ Ar samāwī سماوى [nsb.] gökyüzüne ait, göksel, gök rengi < Ar samāˀ سماء [#smw] gökyüzü +ī |
|
sembol |
~ Fr symbole 1. gizli anlamı olan söz, 2. simge, işaret ~ EYun sýmbolon σύμβολον retorikte iki anlamı birleştiren sözcük, parola, simge < EYun symbállō συμβάλλω, συμβολ- bir araya atmak < EYun syn+ bállō, bol- βάλλω, βολ- atmak |
|
semen |
~ Lat semen, semin- tohum << HAvr *séh₁-mn̥ (*sḗ-mn̥) < HAvr *seh₁- (*sē-) tohum ekmek +men |
|
semender |
~ Fa samandar سامندر/سمندر ateşten beslenen efsane kuşu, phoeniks ≈ EYun salamándra σαλαμάνδρα a.a. |
|
semer | ||
semere |
~ Ar ṯamara(t) ثمرة [#s̠mr faˁala(t) mr.] ürün, meyve < Ar ṯamara ثمر ürün verdi |
|
semi+ |
~ Fr/İng semi+ [bileşik adlarda] yarı ~ Lat semi yarı << HAvr *sēmi- a.a. |
|
semifinal |
~ İng semi-final yarı final |
|
seminer |
~ Fr séminaire 1. ruhban okulu, 2. üniversitede grup çalışması ~ Lat seminarium tohum yatağı, fidanlık < Lat semen tohum +ari° |
|
semir|mek |
<< ETü semri- yağlanmak, şişmanlamak < ETü semiz yağlı +I- |
|