selva |
~ İsp selva tropik orman << Lat silva orman |
|
selvi |
~ Ar/Fa sarv سرو kozalaklı bir ağaç, cypressus ≈ Aram şarwīn/şarwaynā/şurbinnā שרוין a.a. ≈ Akad şurmēnu/şurˁīnu a.a. (Kaynak: CAD sf. 17.3 349-353) |
|
sema1 |
~ Ar samāˀ سماء [#smw faˁāl msd.] 1. üst, yüksek, en üstte olan, 2. çatı, tavan, ayakkabının üst kısmı vb. 3. gökyüzü < Ar samā سما yüksek idi, yükseldi, yüceldi |
|
sema2 |
~ Ar samāˁ سماع [#smˁ faˁāl msd.] dinleti, müzik, raks < Ar samaˁa سَمَعَ duydu, dinledi |
|
semafor |
~ Fr sémaphore denizcilikte flamalarla işaretleşme sistemi § EYun sḗma σήμα işaret, simge, gösterge + EYun phóros φόρος taşıyan < EYun phérō, phor- φέρω taşımak, getirmek |
|
semah |
"Alevi/Bektaşi ayini" [ TDK, Türkçe Sözlük, 8. Baskı, 1988] ~ Ar samāˁ سماع [#smˁ faˁāl msd.] dinleme, dinleti → sema2 Not: Ayın > /h/ dönüşümü Anadolu ağızlarında tipiktir. Bektaşi sema'ını Mevlevi sema'ından ayırdetmek için 1970'lerden beri bu yazım tercih edilmektedir. 15.11.2019 |
|
semai |
~ Ar samāˁī سماعى [nsb.] dinleti, konser < Ar samāˁ سماع [#smˁ] dinleme +ī |
|
semantik |
~ Fr semantique anlama ilişkin ☼ (İlk kullanım: 1897 Michel Bréal, Fr. düşünür.) ~ EYun sēmantikós σημαντικός anlam ifade eden, anlamlı < EYun sēmaínō σημαίνω işaret etmek, anlam ifade etmek +ik° < EYun sḗma σήμα işaret, simge, gösterge |
|
semaver |
~ Rus samovar içinde ısıtıcı tertibatı olan çay pişirme cihazı § Rus samo kendi + Rus varit' kaynamak |
|
semavi |
~ Ar samāwī سماوى [nsb.] gökyüzüne ait, göksel, gök rengi < Ar samāˀ سماء [#smw] gökyüzü +ī |
|
sembol |
~ Fr symbole 1. gizli anlamı olan söz, 2. simge, işaret ~ EYun sýmbolon σύμβολον retorikte iki anlamı birleştiren sözcük, parola, simge < EYun symbállō συμβάλλω, συμβολ- bir araya atmak < EYun syn+ bállō, bol- βάλλω, βολ- atmak |
|