sayrı |
<< OTü sayru hasta << ETü *sanrıġ/*sandrıġ < ETü sandrı- hezeyan etmek, sayıklamak |
|
sayvan |
~ Fa sāye-bān سايه بان gölgelik, tente, şemsiye |
|
saz1 |
<< OTü saz 1. bataklık, 2. soluk (renk, beniz) |
|
saz2 |
~ Fa sāz ساز 1. uygun [sıfat], 2. düzen, düzenek, aygıt, enstrüman [isim], 3. özellikle müzik aleti < Fa sāχtan, sāz- ساختن, ساز uydurmak, imal etmek, düzenlemek << OFa saχtan, saç- uymak, uydurmak |
|
sazan |
<< OTü sazağan yılan, ejderha |
|
sazende |
"çalgıcı" [ Mercimek Ahmed, Kâbusname terc., 1432] ~ Fa sāzande سازنده 1. uyduran, düzenek kuran, 2. çalgı çalan < Fa sāzīdan uydurmak, düzenlemek, saz çalmak +anda → saz2 14.11.2019 |
|
scanner |
~ İng scanner optik tarayıcı < İng scan 1. şiiri vezinle okumak, 2. dikkatle gözden geçirmek, 3. hızla taramak, 4. görüntüyü optik tarayıcıyla taramak +er ~ Lat scandere basamak çıkmak, şiiri vezinle okumak |
|
scooter |
~ İng motor-scooter bir tür motosiklet ☼ (İlk kullanım: 1915 Autoped Co., Amer. imalatçı.) < İng scooter iki küçük tekerlek, ayak tahtası ve direksiyondan oluşan kızak < İng scoot seğirtmek, hızlı gitmek +er |
|
script |
~ İng script yazı, yazılı metin, senaryo ~ Lat scriptum [pp. n.] yazılmış şey < Lat scribere, script- yazmak << HAvr *(s)krei̯bʰ- sivri uçla kazımak, çentmek |
|
se |
~ Fa/OFa sih/sē سه/سي üç << EFa çi- a.a. ≈ Ave θri- a.a. << HAvr *tréi̯-e-s a.a. |
|
seans |
~ Fr séance oturum << OLat sedentia a.a. < Lat sedere, sess- oturmak +entia |
|