savlet |
~ Ar ṣawla(t) صَولة [#ṣwl faˁla(t) msd.] hücum, akın < Ar ṣāla صَالَ aniden üstüne atladı, saldırdı |
|
savsakla|mak |
<< TTü savsak başından savan, ihmalci +lA- < TTü savsa- savmak istemek +Uk < TTü sav- +sA- |
|
savt |
~ Ar ṣawt صوت [#ṣwt faˁl msd.] bağırma, insan sadası, ses < Ar ṣāta صات bağırdı, ses etti |
|
savun|mak |
< TTü sav- def etmek +In- |
|
savur|mak |
<< ETü savur- (ekin) savurmak, saçmak < ETü *sav- göndermek +(g)Ur- |
|
savuş|mak | ||
sây |
~ Ar saˁy سعى [#sˁy faˁl msd.] emek, mesai < Ar saˁā سعى 1. yürüdü, zahmetle ilerledi, emekledi, 2. çaba gösterdi, çalıştı |
|
say|mak |
<< ETü *sad- sayı saymak, takdir ve itibar etmek ≈ ETü sa- a.a. |
|
saya |
< ? |
|
sayaç |
< TTü say- +(g)Aç |
|
saydam |
~ ÇTü saydam saf, som, bir tür şeffaf mermer < ? |
|