sarman |
< TTü sar- kızmak, dikelmek, kavga etmek +mAn |
|
sarmaş |
< TTü sarma- dolamak +Iş < TTü sarım +(g)A- |
|
sarmaş|mak |
<< ETü sarmaş- birbirine dolamak/dolanmak < ETü sarma- dolamak, sarmak +Iş- |
|
sarmaşık |
< TTü sarmaş- birbirine dolanmak +Uk |
|
sarmısak |
<< ETü sarmusak/samursak sarmısak ~? Sans śrīmastaka श्रीमस्तक «aş başı», bir tür sarmısak (Kaynak: M-W 1099c)§ Sans śrī aş, haşlama, pişirme + Sans mastaka baş, kelle |
|
sarnıç | ||
sarp |
<< ETü sarp sert, dik, zor < ETü sar-2 dikelmek, sertleşmek +Ip |
|
sarpun |
~ ? |
|
sarraf |
~ Ar ṣarrāf صرّاف [#ṣrf faˁˁāl mesl.] altın ve gümüş para alıp satan, para bozan (≈ Akad ṣarrapu kuyumcu < Akad ṣarāpu metali ateşle arıtma, rafine etme, (altın veya gümüşün) saflığını sınama ) |
|
sars|mak |
≈ ETü sarsıt- sert ve haşin davranmak <? ETü sar-2 sert davranmak, dikelmek, sertleşmek |
|
sarsak |
< TTü sars- +(g)Ak |
|