salisilik |
~ Fr salicylique kimyada bir bileşik < Lat salix, salic- söğüt ağacı +ic° << HAvr *sal(i)k- söğüt |
|
salkım |
< ETü *salk- sarkmak, asılı olmak +Im < ETü sal- sarkıtmak, sallamak +ik° |
|
salla|mak |
< ETü sal- bırakmak, sarkıtmak, sallamak +lA- |
|
sallamasyon |
< TTü sallama palavra atma (argo) +(t)ion |
|
sallapati |
|
|
salmastra |
"su sızdırmaması için boru eklemlerine sarılan kendir ipliği, conta" [ Redhouse, Turkish and English Lexicon, 1890] ~? İng seal-master «tıkaç ustası» § İng seal mühür, tıkaç, tıpa (~ Lat sigilla mühür ) + İng master usta Not: İngilizce deyim sözlüklerde mevcut değildir. Belki ticari bir deyim veya marka olabilir. 12.03.2018 |
|
salmonella |
~ YLat salmonella bozuk gıdalarda oluşan bir enfeksiyon < öz D. E. Salmon Amerikalı tabip (1850-1914) |
|
salname |
~ Fa sālnāme سالنامه yıl-kitabı, yıllık § Fa sāl سال yıl (<< EFa/Ave sard- a.a. ) + Fa nāme نامه yazı |
|
salon |
~ Fr salon büyük oda, özellikle resmi kabul odası ~ İt salone [büy.] büyük oda < OLat/İt sala a.a. +on ~ Ger *sala koğuş, kapalı toplanma mekânı << HAvr *sel- |
|
salopet |
~ Fr salopette [küç.] işçi tulumu < Fr salope pis, şapşal +et° |
|
saloz |
~ Yun/OYun salós σαλός budala, berduş, dilenci derviş (Kaynak: LS sf. 1582)≈ Yun/OYun saχlós σαχλός bir aşağılama deyimi, a.a. (Kaynak: DuCG sf. 1338) |
|