sakınca |
< TTü sakın- +çA |
|
sakırga |
<< ETü sakırku kene |
|
sakıt |
~ Ar sāḳiṭ ساقط [#sḳṭ fāˁil fa.] düşen, düşük < Ar saḳaṭa سقط düştü |
|
sakız |
<< ETü sakız her türlü ağaç reçinesi |
|
saki |
~ Ar sāḳī ساقي [#sḳy fāˁil fa.] mecliste su veya içki sunan kişi (< Ar saḳā su verdi, suladı ) ~ Aram şāḳyā שָׁקְיא vekilharç, şarap görevlisi ≈ Akad şāḳū a.a. |
|
sakil |
"ağır" [ Mercimek Ahmed, Kâbusname terc., 1432] ~ Ar ṯaḳīl ثقيل [#s̠ḳl faˁīl sf.] ağır < Ar ṯaḳula ثَقُلَ ağır idi → sıklet Bu maddeye gönderenler: sakalet 22.05.2015 |
|
sakim |
~ Ar saḳīm سقيم [#sḳm faˁīl sf.] hastalıklı < Ar saḳima/saḳuma سَقُِمَ bozuldu, hastalandı |
|
sakin |
~ Ar sākin ساكن [#skn fāˁil fa.] 1. oturan, göçebe olmayan, 2. hareketsiz, dingin, 3. Arap yazısında harekesiz, ünlüsü olmayan harf < Ar sakana سَكَنَ dindi, dinlendi, bir yerde ikamet etti |
|
sakla|mak |
<< ETü sakla- dikkat etmek, dikkatli olmak, muhafaza etmek < ETü sak bilinçli, uyanık, aklı başında +lA- < ETü sa- düşünmek +Uk |
|
saklambaç |
<< TTü *saklanmaç < TTü saklan- +(A)mAç |
|
sako |
~ Fr sacco gevşek ve şekilsiz palto ~ İt sacco çuval bezi, çul, çuval << Lat saccus a.a. ≈ EYun sákkos σάκκος a.a. ~ İbr/Aram şaḳḳ שַׁקּ a.a. ≈ Akad saqqu a.a. |
|