sırma |
~ OYun sýrma σύρμα çekme altın veya gümüş tel << EYun sýrma σύρμα çekme < EYun sýrō σύρω çekmek +ma(t) |
|
sırnaş|mak |
< TTü sırnak tırnak (yerel ağızlarda) +Iş- (Kaynak: DS sf. 3618) |
|
sırt |
<< ETü sırt 1. hayvanların sırtında bulunan kalın ve sert kıl, yele, 2. (Oğuzca) tepe |
|
sırtar|mak |
<< TTü sırtar- 1. sırtüstü dönmek, 2. sırıtmak < TTü sırt +(g)Ar- |
|
sırtı |
~ Yun sirtí(on) συρτή çekilen, sürüklenen, sürükleme oltası < Yun syrnō σύρνω çekmek, sürüklemek +ion |
|
sırtlan |
KTü: [ Ebu Hayyan, Kitabu'l-İdrak, 1312] << OTü sırtlān bir tür vahşi hayvan <? ETü sırt sırt? yele? +lAn → sırt Not: ETü anduk (a.a.) yerine 14. yy'dan itibaren tüm lehçelerde görülen sözcüktür. TTü özgü olan sırıt- "diş göstermek" fiilinden türetilmesi tatmin edici değildir. 30.10.2020 |
|
sıska |
~ Ar istisḳā إستسقَى [#sḳy istifˁāl X msd.] 1. susama, 2. yağmur duası etme, 3. karnı su toplama, raşitizm < Ar saḳā سقا su verdi, suladı |
|
sıtma |
<< TTü isitme humma, ateşli hastalık < TTü isit-/issit- ısıtmak, ateşlemek +mA |
|
sıva |
<< TTü *sıvağ sıvanan şey < TTü sıva- +I(g) |
|
sıva|mak1 |
<< ETü suva- 1. sulamak, 2. sıva, çamur, yağ vb. sürmek < ETü suv su +(g)A- |
|
sıva|mak2 |
< TTü sığa- kısaltmak, yen ve paça sıyırmak < ETü sıġ/sık kısa +(g)A- |
|