sülfür |
~ Fr sulfure kükürt ~ Lat sulpur/sulphur a.a. |
|
süluk |
~ Ar sulūk سلوك [#slk fuˁūl msd.] yola gitme, bir yol izleme, (mec.) tarikate mensup olma < Ar salaka سلك yol gitti, seyahat etti |
|
sülük |
~ Fa zalū/zalūk زلو/زلوك sülük << OFa zarūk/zrūk a.a. ≈ Sans calikā/calūkā जलिका/जलूका a.a. |
|
sülün |
<< ETü süglin eti yenen bir kuş, sülün <? ETü sögül- kızartmak +In |
|
sülüs |
~ Ar ṯuluṯ ثلث [#s̠ls̠] üçlü, üçte bir, üçlü orantıya dayalı bir tür yazı < Ar ṯalāṯa(t) ثلاثة üç |
|
sümbül |
[ Codex Cumanicus, 1303] ~ Ar sunbul/sunbula(t) سنبل/سنبلة 1. başak, 2. başak şeklinde bir çiçek, hyacinthus ~ İbr/Aram şībbəleth שִׁבֹּלֶת başak (Kaynak: Jastrow sf. 1557.)≈ Akad şubultu a.a. Not: Karş. İng shibboleth "Tevrat töresince biçilmeden bırakılan tek ekin başağı". Benzer sözcükler: sümbüle, sümbüli 10.12.2015 |
|
sümen |
~ Fr sous-main «el altı», yazı masasında kâğıdın altına konan altlık < Fr sub+ main el << Lat manus a.a. |
|
sümkür|mek |
<< OTü sümkür- burun temizlemek < onom +kIr- |
|
sümme |
~ Ar ṯumma ثُمَّ sonra, daha |
|
sümsük |
< TTü süm- görgüsüzce yemek, sömürmek |
|
sümük |
<< TTü sümkürük burun akıntısı < TTü sümkür- +Uk |
|