sühan |
~ Fa saχun/suχan سخن söz, kelam << OFa saχʷan a.a. |
|
süit |
~ Fr suite 1. peş peşe giden şeyler, dizi, seri, takım, 2. (müzikte) birkaç parçalık dizi, 3. (otelcilikte) oda takımı, 4. (modada) takım elbise << OLat *sequita [pp. fem.] < Lat sequi izlemek, takip etmek, peşinden gelmek +()t° |
|
süje |
~ Fr sujet 1. özne, 2. konu << OLat subiectum [pp. n.] gramerde eylemin 'altında yatan' özne < Lat subiicere alta atmak, buyruğu altına almak +()t° < Lat sub+ iacere, iact- atmak |
|
süklüm püklüm |
< ? [ikil.] |
|
sükna |
~ Ar suknāˀ سُكْنَى [#skn fuˁlāˀ msd.] yerleşme, ikamet etme, ikamet yeri, konut < Ar sakana سَكَنَ yerleşik idi, ikamet etti |
|
sükse |
"toplumda beğenilmek, kamuoyunda başarı kazanmak" [ Vakit - gazete, 1928] ~ Fr succès başarı ~ OLat successum sonuç, ürün, mahsul, elde edilen şey < Lat succedere, success- ardından gelme, izleme, bir şeyin sonucu olma < Lat sub+ cedere, cess- gitmek → aksesuar 04.07.2012 |
|
süksün |
<< OTü-KT süksün boyun kökü, ense |
|
sükûn |
~ Ar sukūn سكون [#skn fuˁūl msd.] 1. durma, dinme, dinlenme, ikamet etme, 2. Arap yazısında durak işareti < Ar sakana سَكَنَ durdu, dindi, konakladı (≈ Aram şəkan שְׁכַן [#şkn] a.a. ≈ Akad şakānu koymak, yerleştirmek, kâin etmek, iskân etmek ) < Akad kānu olmak, durmak, konmak |
|
sükûnet |
~ Ar *sukūna(t) سكونة [#skn fuˁūla(t) msd.] dinginlik, vakar < Ar sukūn سكون [msd.] 1. ikamet etme, konaklama, 2. dinginlik < Ar sakana سَكَنَ dindi, dinlendi, konakladı |
|
sükût |
~ Ar sukūt سكوت [#skt fuˁūl msd.] sessizlik, susma < Ar sakata سكت sustu |
|
sülale |
~ Ar sulāla(t) سلالة [#sll fuˁāla(t) mr.] soy, bir kişinin soyundan gelenler, hanedan |
|