prematüre |
~ Fr prématuré olgun-öncesi, süresinden önce olan tıbbi olay veya doğum < Fr pre+ maturé olgunlaşmış << Lat maturatus [pp.] a.a. < Lat maturare [den.] olgunlaşmak +()t° < Lat maturus 1. erken, turfanda (ürün), 2. olgun, ergin |
|
premium |
~ İng premium 1. ödül, 2. faiz, fazladan ödeme, 3. (Amer. ticari dilde) birinci sınıf |
|
prens |
~ Fr prince 1. hükümdar, 2. hükümdar oğlu << Lat princeps şef, önder, hükümdar § Lat primus ilk, ön + Lat capere, capt- almak |
|
prensdögal |
~ Fr prince de Galles 1. Galler Prensi, 2. Kraliçe Victoria'nın oğlu Galler Prensi'nin (7. Edward) moda ettiği balıksırtı desenli kumaş |
|
prenses |
~ Fr princesse [fem.] hükümdar kızı veya prens eşi ~ OLat principessa a.a. |
|
prensip |
[ Ali Seydi, Lisan-ı Osmanide Müstamel Lugat-i Ecnebiye, 1911] ~ Fr principe ilke ~ Lat principium bir şeyin başı § Lat primus önce + Lat capere almak, tutmak +ium 08.08.2020 |
|
preparat |
~ Alm Präparat önceden hazırlanmış şey, karılmış ilaç ~ Lat praeparatum [pp. n.] a.a. < Lat praeparare önceden hazırlamak +()t° < Lat prae+ parare hazırlamak |
|
prepozisyon |
~ Fr préposition «öne koyma», gramerde edat ~ Lat praepositio a.a. < Lat praeponere öne koymak +(t)ion < Lat prae+ ponere, pos- koymak |
|
pres |
~ Fr presse [dev.] 1. basınç, baskı, basım, 2. baskı aleti < Fr presser basmak, sıkmak, sıkıştırmak < Lat premere, press- basmak, sıkmak << HAvr *pres- < HAvr *per-4 bastırmak, sıkmak |
|
presbiteryen |
~ İng presbyterian «rahipçi», İngiliz kilisesinde piskopos hiyerarşisini reddeden mezhep < EYun presbýter πρεσβύτερ [kıy.] daha yaşlı kişi, dede, elder, erken Hıristiyanlıkta ihtiyar heyeti mensubu < EYun présbys πρέσβυς yaşlı, önder << HAvr *pres-gʷu- önde-giden |
|
prestij |
~ Fr prestige 1. sihir, göz boyama, tılsım (esk.), 2. itibar ~ Lat praestigium tılsım, sihir, göz boyama < Lat praestringere göz bağlamak +ium < Lat prae+ stringere, strict- sıkmak, sıkıca bağlamak |
|