plankton |
~ Alm Plankton mikroskopik deniz canlısı ☼ (İlk kullanım: Viktor Hensen, Alm. fizyolog (1835-1924).) ~ EYun plánkton πλάνκτον gezen şey, aylak < EYun plazō πλαζω, πλανκ- amaçsızca gezmek, dolanmak +t° << HAvr *pel-⁴ a.a. |
|
planör |
~ Fr planeur motorsuz uçak < Fr planer [den.] düz bir satıh üzerinde kaymak, kanat çırpmadan uçmak +(t)or < Lat planus düz, yayvan, yassı << HAvr *pleh₂- (*plā-) yayılmak, açılmak |
|
planş |
~ Fr planche levha |
|
plantasyon |
~ Fr plantation çiftlik, özellikle büyük çiftlik, malikâne ~ Lat plantatio ekim, dikim < Lat plantare bitki dikmek +(t)ion |
|
planya |
~ Fr plane ahşap yüzeyini düzlemeye yarayan marangoz aracı [İt pialla] << OLat plana/planula < Lat planus düz, yassı |
|
plase |
[ Mehmed Bahaeddin (Toven), Yeni Türkçe Lugat, 1924] ~ Fr placé [pp.] 1. yerleştirilmiş, bir yere konmuş, 2. at yarışlarında ikinci favori < Fr placer yerleştirmek << OLat platiare [den.] a.a. < Lat platea alan, meydan, yer → piyasa 29.09.2017 |
|
plasebo |
~ İng placebo deney amacıyla verilen etkisiz ilaç ~ Lat placebo memnun edeceğim < Lat placēre memnun olmak, hoşuna gitmek, tatmin olmak << HAvr *pl(e)Hk- (*plāk-) yaymak, yatmak, yassılmak |
|
plasenta |
~ YLat placenta ~ Lat placenta yufka, pide ~ EYun plakóeis, plakoent- πλακόεις, πλακοεντ- |
|
plasiye |
~ Fr placier piyasacı, seyyar satıcı < Fr placer pazarda satmak |
|
plasman |
~ Fr placement yerleşim, konum < Fr placer yerleştirmek +ment° |
|
plaster |
~ İng plaster macun, özellikle yara örtücü macun, yakı << OLat plastrum a.a. < EYun émplastron έμπλαστρον yakı, macun, kalıba dökülen şey < EYun en+ plássō πλάσσω, πλαστ- biçimlendirmek, kalıplamak +tēr |
|